Tamam, unuttum. Fakat bu yeğenime ayıracak zamanım olmadığı anlamına gelmez. Onu son gördüğümde kaç yaşındaydı, 9 mu? | Open Subtitles | لقد نسيتُ، وليس هذا معناه أنني لم أكن أتطلع لقضاء الوقت مع ابن أخي فأنا لم أره منذ أن كان في التاسعة؟ |
yeğenime... acı çektirmeye bayılırım ama eğlence dışında, bundan menfaatim ne? | Open Subtitles | على الرغم من أني أحب أن أجعل ابن أخي يعاني ولكن ماذا استفيد من ذلك إلى جانب التسلية؟ |
yeğenime hep söylemişimdir, bedava yolculuk etmek istiyorsan, gemici olacaksın. | Open Subtitles | لطالما قلت لابن أخي أن يسافر دون نقود، أن يصبح بحّاراً |
yeğenime bir baloda eşlik ediyordum. Küçük bir sorun yaşadık. | Open Subtitles | كنت أرافق ابنة أختي إلى الحفل الراقص و واجهتنا مشكلة ما |
Sanıyorum yeğenime ettiğin yemini yerine getirmek için buradasın. | Open Subtitles | أفترض أنك هنا للوفاء بالنذر ما قدمتموه ابنة أخي. |
yeğenime bir daha yaklaşacak olursan bir sonraki dökülen inek kanı olmaz. | Open Subtitles | إقترب من إبنة أخي مرة أخرى و هذه لن تكونَ دماء الأبقار. |
Eğer yeğenime bir şey olursa serumdan yemek yiyeceksin. | Open Subtitles | لأنه إذا حدث أي شيء إلى ابن أختي أنت ستكون مأكول |
Şurada gördüğün yaşlı kadın, annem, yeğenime Almanların peşimde olduğunu bana iletmesini söylemiş. | Open Subtitles | أمي، السيدة العجوز التي تراها هنا... أخبرت إبن أخي أن يأتي ليخبرني بأن الألمان قادمين من أجلي. |
Tüm işlerimi yeğenime devrettim. | Open Subtitles | لقد سلمتُ كل إدارة أعمالي إلى ابن أخي |
Hayır, hayır. Sadece yeğenime hal hatır sormak için uğramıştım. | Open Subtitles | أنا هنا لأرى ابن أخي و ألقي التحية |
Bakalım yeğenime kim dokunacakmış! | Open Subtitles | دعوني أرى من يجرأ منكم على لمس ابن أخي |
Bu gömlek satılık mı, yeğenime bir tane alacağım da. | Open Subtitles | هي تلك القمصان وللبيع؟ I، ترغب في الحصول على واحد لابن أخي. |
Bana anlattığınız hikâyeyi yeğenime de anlatır mısınız lütfen? | Open Subtitles | هل تريد قول القصة لابن أخي من فضلك ؟ |
Ben de yeğenime tüm seriyi alacağım. | Open Subtitles | سأحصل على كامل السلسلة لابن أخي. |
Ailemizin yeni yıl partisinde şarkı söylemek istediği zaman yeğenime yaptığım gibi. | Open Subtitles | كما فعلت مع ابنة أختي لما أرادت الغناء في العيد |
Her sabah bana kardeşimin odası ile ilgili rapor vereceksin ve yeğenime bakacaksın. | Open Subtitles | لقد تم تعيينك في غرفة شقيقتي كل صباح لرعاية ابنة أختي |
Ve eğer küçük yeğenime insülinini alamazsa ve sonra ne olacağını biliyorsun, komaya girer ve ölebilir. | Open Subtitles | وإذا صغير ابنة أخي لا تحصل على الأنسولين لها... يمكن... تذهب في غيبوبة... |
Tanrı'm bana yardım et, eğer yeğenime dokunursan.. | Open Subtitles | ليردعني الرب، لو وضعت يدك على ابنة أخي... |
Dinsel töreni için yeğenime verecektim. | Open Subtitles | كنت سأعطيها إلى إبنة أخي من أجل احتفالها الأول |
yeğenime karşı da hep kötü niyetli oldun. | Open Subtitles | عرفت أيضاً باحتيالك ضد ابن أختي الامبراطور |
- Kardeşime ve yeğenime dünyaca ünlü Meksika usulü yağda yumurtamdan hazırlıyorum. | Open Subtitles | صباح الخير- أعمل "هوفس"البيض"المشهورة عالمياً لأخي و إبن أخي |
yeğenime yardım ediyorum, olanlarla hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | أنا أساعد ابنة اخي ليس لها ذنب في أي شيء |
Tanrım, yeğenime bak, nasıl da büyümüşsün. | Open Subtitles | با اللهى. كيف اصبح ابن اختى كبيرا هكذا؟ انظر الى نفسك. |
O meraklı yaratık... - ...yeğenime kur mu yapıyor? | Open Subtitles | هل هذا المخلوق الغريب جعل الحب لابنة أخي؟ |
yeğenime de sallanan at yaptım. | Open Subtitles | و بعد ذلك نحت حصاناً هزازاً لإبن أخي |
Evet, birkaç ay önce yeğenime verdiğim saat. | Open Subtitles | نعم، هو الساعةُ أعطيتُ ي إبن أخ قبل شهور قَليلة. |
Kardeşim Luigi'nin oğlu Marco Valentini yani yeğenime... | Open Subtitles | انا أسلَم على ماركو فالينتيني إبن الفقيد لويجي فالينتيني ومن ثمَ إبن أختي القانوني |