| yeşil renkte giyinmişti ve yeşil bir akvaryumda gibiydi. | TED | كان يرتدي بدلة خضراء، وكان في حوض سمك أخضر. |
| Küçükken yeşil renkte hiçbir şey yemezdim. | Open Subtitles | مع ذلك , عندما كنت في مثل سنك لم أستلطف أي شيء أخضر |
| Üstüne yeşil renkte bir şekil basılmış. | Open Subtitles | شيء بشكل أخضر مطبوع عليه |
| Oksijen yeşil renkte parıldıyor. | Open Subtitles | يتوهّج الأوكسجين بلونٍ أخضر |
| Ormanı yeşil renkte 3B olarak görüyorsunuz ve toprak yüzeyinin altında yapılan altın madenciliğinin etkilerini görüyorsunuz. | TED | ترون الغابة باللون الاخصر في الصورة ثلاثية الابعاد وترون التأثير الناتج من التنقيب عن الذهب تحت سطح التربة |
| Kan damarlarını kırmızı ile işaretledik ve beyni çevreleyen BOSu ise yeşil renkte. | TED | قد قمنا بتمييز الأوعية الدموية باللون الأحمر، والسي إس إف الذي يحيط المخ سوف يكون أخضرًا. |
| Unutmayın! Diğerleri'ni vizörlerinizde yeşil renkte göreceksiniz. | Open Subtitles | تذكّروا، (الآخرون) يظهرون بضوء أخضر في خوذاتكم. |
| Unutmayın! Diğerleri'ni vizorlerinizde yeşil renkte göreceksiniz. | Open Subtitles | تذكّروا، (الآخرون) يظهرون بضوء أخضر في خوذاتكم. |
| - yeşil renkte bir patlama olur. | Open Subtitles | -تحقق الانفجار بلون أخضر |
| yeşil renkte. | Open Subtitles | انه أخضر |
| Bu güzel, ama yeşil renkte olanını istiyorum. Yeşil turuncunun yerini aldı. | Open Subtitles | ذلك جيّد، لكنّي أود رؤيتهُ باللون الأخضر فالأخضر هو البرتقالي الجديد. |
| İki üstü açılır soluk yeşil renkte 1964 model Buick Skylark, öyle mi? | Open Subtitles | لكن هل هناك إثنين باللون الأخضر "بويك 1964"؟ |