"yeşillik" - Translation from Turkish to Arabic

    • الخضرة
        
    • خضراء
        
    • الخضراء
        
    • الخضار
        
    • الخضروات
        
    • عشب
        
    • خضرَة
        
    • الأخضرِ
        
    • أوراق الشجر
        
    yeşillik Ülkesi'ni yakmak için bu tekniği kullanacağım ve askeri birliğini parçalayacağım. Open Subtitles سأستخدم هذه التقنية لأحرق بلاد الخضرة وأحولها إلى أرض مشققة
    Biraz burritto ve yeşillik, ya da Tayland yemeği getirseydim. Tayland yemeğine bayılırım. Open Subtitles بعض البوريتوأو بعض الخضرة أو الطعام التايلندي، أحبه كثيراً
    Neredeyse bitirdik. Şurada azıcık bir yeşillik kaldı. Open Subtitles أوشكنا على الإنتهاء، لم يتبقى سوى مناطق خضراء قليلة
    Bu yeşillik... Open Subtitles هذه الأرض الخضراء هذه الأرض الخضراء الرائعة
    Fakat menüdeki ilk yemek yeşillik değil, israf edilemeyecek derecede besleyici ve de protein zengini olan yumurta kapsüllerinin kabuklarıdır. Open Subtitles ولكن الوجبة الأولة في القائمة ليس الخضار, ولكنغلافبيضتها, غنية بالبروتين و مواد مغذية لا يجب أن تهمل.
    Nickerson, Bay Bond için yeşillik getir. Open Subtitles نيكرسون، وصول إلى السيد. الخضروات السندات.
    Uçsuz bucaksız bir yeşillik göreceksin. Open Subtitles سوف ترى حقل عشب اخضر غير منتهي
    Biraz daha yeşillik alayım Bud. Open Subtitles أنا سَآخذُ خضرَة أكثرَ، بدد.
    Büyük bir çölde giderken yeşillik ve temiz su baştan çıkarıcı olabilir. Open Subtitles عندماتكونينفي الصحراء, مشهد العشبِ الأخضرِ و الماء العذب يُمكنُ أَنْ يَكُونَ مغْرياجدا.
    Fena bir yer değil ama en azından biraz yeşillik var. Open Subtitles مكان ساحر بالكاد لكن على الأقل هناك شيئاً من الخضرة
    Yarın için biraz yeşillik toplayacağım. Open Subtitles كنت سأقتلع بعض الخضرة من أجل الغد
    Hafif, serin bir meltem Bir parça yeşillik Open Subtitles نسيم بارد قليلا رقعة صغيرة من الخضرة
    Evlerinin önü yeşillik olsa bile, bırakmıyorlar. Open Subtitles حتي بقطعة صغيرة خضراء بجوار منزلهم, فهم لا يسحموا لهم باللعب هناك.
    Ofis binasının dışında yeşillik bir yere geldim. Open Subtitles لقد انتقلت الذكريات الى منطقة خضراء خارج عمارة مكاتب
    Burma, her türlü hastalığı doğuran bitmek bilmez bir yeşillik. Open Subtitles "بــورمــا" غابه خضراء لا متناهيه تكتظ بكل أنواع الأمراض
    Zaten bu kadar yoğun yeşillik ve örtüyle onu bulmamızın en iyi yolu iz sürmek olacak. Open Subtitles في هذه المساحة الخضراء الكثيف والمظللة ستكون لنا الغلبة في إيجادها على أية حال
    Mumbai'da mağazamızda, yeşillik daha baskındı. Open Subtitles في موبمباي حيث المساحات الخضراء الواسعة التي يسمح بالخروج فيها
    Taze çiçekler ve bu standart yeşillik değil. Open Subtitles زهورُ جديدة, وهذا ليس النباتات الخضراء المعتادة
    Tüm galakside bu kadar yeşillik olduğunu bilmezdim. Open Subtitles لم اكن اعلم ان هنالك مكان به الكثير من الخضار في هذه المجره
    Biraz yeşillik yiyeceğine söz vermiştin. Open Subtitles لقد وعدتني بأنك ستأكل بعض الخضار
    Ben sadece düz bir yeşillik türü yeşil adamım. Open Subtitles ‎لا ,أنا سوف أتناول سلطة. ‎انا من الاشخاص منظم بأكل الخضروات.
    Şu anda, Butch her gün 90 kg yeşillik yiyor, bu da aşağı yukarı çok fazla saman demek. Open Subtitles الآن، تأكل "بوتش " هنا حوالي 90 كيلوغرامات من أوراق الشجر كل يوم، وهو تقريبًا بنفس كمية ذلك القش

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more