| Bir yedeği daha ilk devriyesinde en öne yerleştirerek ne yaptığını sanıyorsun? | Open Subtitles | بماذا كنت تفكر حينما وضعت جندي بديل في المقدمة في أول دورية له |
| Sonra da Eve'in onun yedeği olduğunu bilmediği hakkında çocukça bir oyun. | Open Subtitles | وبعد ذلك روتين طفولي حول لا يعرف حواء كانت ممثلها البديل. |
| Kimsenin yedeği olmaya hakkım yok, hele de sizin. | Open Subtitles | لا يحق لي أن أكون بديلة جاهزة لأحد، أقل منك. |
| Kapıyı kilitlemeliyim. Sendeki yedeği alabilir miyim? | Open Subtitles | وأنا بحاجة إلى غلق المنزل لذا هل يمكنني استعارت المفتاح الاحتياطي |
| Kimsenin yedeği olmak istemiyorum, özellikle de o rezil pezevengin. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون بديلاً مسرحياً لأي أحد خصوصاً ذلك القوَّاد الصغير |
| İşte. Bu Harold'ın yedeği. Her neyi istiyorsanız yapabilirsiniz. | Open Subtitles | هذا بديل هارولد بالتمثيل يمكنك أن تفعلي ما تشائين به |
| Bu Harold'ın yedeği. Her neyi istiyorsanız yapabilirsiniz. | Open Subtitles | هذا بديل هارولد بالتمثيل يمكنك أن تفعلي ما تشائين به |
| O da kendi yedeği odasındayken mi öldü? | Open Subtitles | لماذا؟ هَلْ ماتَ مَع ممثل بديل في غرفتِه؟ |
| Arkasında onun yedeği Gherman Titov oturuyordu. | Open Subtitles | خلفه كان يجلس رائد الفضاء البديل له، غيرمان تيتوف |
| Eğer kan yedeği derhal bulunmazsa bu hepimizin başına gelir. | Open Subtitles | , إن لم يتم العثور على الدم البديل فوراً فسيحدث هذا لنا جميعاً |
| Yedek planlarının bile yedeği olmalı. | Open Subtitles | كان يجب أن يضع خططاً بديلة لخططه البديلة |
| Her birimizin bir yedeği var, olur ki şu an yaşadıklarım yaşanabilir diye. | Open Subtitles | كل واحد مِنا لديه خطة بديلة وفي حالة فشل أحد منا |
| Hâlâ yedeği mi kullanıyorsun yoksa maskeni atölyeden aldın mı? | Open Subtitles | هل ما زلت تستخدم الجهاز الاحتياطي او انك استرجعت كمامتك من الورشة ؟ |
| Şimdi bir elektrik trafosu çatıdaki yarıktan kaynaklı su hasarı almış, ama kapattım ve yedeği yerini telafi ediyor. | Open Subtitles | الأضرار الناجمة عن المياه الآن، ومحول كهربائي واحد عانى من تمزق سقف، ولكنني إغلاقها، والنسخ الاحتياطي ويعوض. |
| Hayır, yolun diğer tarafındayım, tekerlek patladı ve yedeği yok. | Open Subtitles | كلا، أنا على جانب الطريق بإطار مخروق، وبدون بديلاً "عرفتُ أننا لم يتوجب علينا أن نفترق" |
| Bunun yedeği yok. Şimdilik sorun yok. | Open Subtitles | فلا يوجد قطع غيار لهذا الشيء حتي الآن، نحن على ما يرام |
| Bu Helena, onun yedeği. Tanıştınız mı? | Open Subtitles | هذه (هيلينا)، بديلتها |
| Dağıtılmış bir yedeği olmadan taşımamız gerekirse gezici bir ortam çok işimize yarar. | Open Subtitles | بدون نسخة لامركزية أحتياطية البيئة المتنقلة يمكن ان تبرهن أنها مفيدة في حال كان علينا نقلها |
| Neyseki bu bokun yedeği varmış. | Open Subtitles | نحن محظوظان هذه الخردة يوجد بها إطار احتياطي. |
| - Bunun başka bir yedeği olmalı. - Sandy, Başkent'tekilere güvenmezdi. | Open Subtitles | -لابدّ أنّ هناك ملفات احتياطية على الجانب الآخر |
| Asılıp, yedeği açmak. | Open Subtitles | اقطعوا المظلَّة الرئيسة و حرِّروا المظلَّة الاحتياطية |
| Karısının paraşütü açılmamış, yedeği de öyle. | Open Subtitles | ومظلتها لم تكن تُفتح، ولاحتى الاحتياطيه |
| Devlet hastanesi olduğu için, eminim kayıtların yedeği vardır. | Open Subtitles | حسنًا، الدولة هي من تُدير المُستشفى، لذا لابُد بأن هُناك نُسخ إحتياطيّة. |
| Zaten yedeği kullanıyorsam, yedeğimiz olamaz. | Open Subtitles | إذا استخدمنا الإحتياطى فلن يكون معنا احتياطى |