"yemeden" - Translation from Turkish to Arabic

    • تأكلي
        
    • يأكله
        
    • طعام أو
        
    • عدم الأكل
        
    • تتناول بعضاً
        
    • يأكلنا
        
    • عن الأكل
        
    • أن يأكلني
        
    • أن نتناول الطعام
        
    • أكل
        
    • بدون أن تأكل
        
    • بكيس كرواسون
        
    • بلا طعام
        
    • حتى تأكل
        
    • دون أن تأكل
        
    Bence, otantik bir Meksika yemeği yemeden, böyle bir karar vermen doğru değil. Open Subtitles لااعتقد انه من الصحيح إتخاذ قرار مثل هذا دون ان تأكلي طعام مكسيكي
    Bir şey yemeden ve tek kelime etmeden gidersen, ne düşünmeliyim? Open Subtitles ماذا يفترض أن أفعلإن غادرتي بدون أن تأكلي أو تقولي شىء؟
    Bir maymun ne zaman kırmızı bir meyve görse diğerleri yemeden yemez. Open Subtitles القرد يخاف من أكل التوت الأحمر حتى يرى قرداً آخر يأكله
    Ayrıca yemeden içmeden günlerce yol alabilmeli. Open Subtitles بالطبع, يجب ان يكون ايضا قادر على الذهاب... لأيام بدون طعام أو شراب...
    Evet, ama iki hafta boyunca bir şey yemeden duramazsın. Open Subtitles ولاكن لا يمكنك عدم الأكل لمدة أسبوعين أنا بخير
    Baba! Fransız tostumdan yemeden mi gideceksin? Open Subtitles أبي، ألن تتناول بعضاً من خبزي الفرنسي؟
    "Bakın, bu bir kılıç dişli kaplan. Hadi o bizi yemeden kaçalım." Open Subtitles هناك نمر ذو انياب حادة لنهرب قبل ان يأكلنا
    Pakedi de yemeden sana bir öneride bulunayım mı? Open Subtitles هل لي أن أقترح قبل أن تأكلي العلبة أيضاً؟
    Bayılman, hiçbir şey yemeden alkol almanın bir etkisi olabilir. Open Subtitles ربما تكون ردة فعل لأنكِ لم تأكلي ومن ثم شربت الكحول عندما كنت متعبه لذا أغمي عليكِ
    Şimdi aklıma geldi. Yemek yemeden önce yapmanız gereken bir şey var. Open Subtitles هذا يذكّرني عليكِ أن تفعلي شيئاً قبل أن تأكلي
    Yemeğini yemeden önce onunla oynamayı sevdiğini falan söyledi. Open Subtitles قال أنّه يُحبّ اللعب بطعامه قبل أن يأكله.
    Sonra da yakaladığını yemeden başkasının onu kapması an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت بأن تأكل ما تصطاده قبل أن يأكله دب آخر
    Bugün çiftçiler ilk buğdayı ektiğinde, eşleri yemeden ya da bir şey içmeden, dualarıyla bitkileri hayata getirirler. Open Subtitles اليوم ، عندما رأى هؤلاء ... المزارعين أول نبات ذرة فعلن هذا بدون تناول ... ... أى طعام أو شراب
    Kendimi kamçılamak için her şeyi denedim... yemeden, çok yiyerek, uyku yoksunluğu, uyku doygunluğu Open Subtitles لقد حاولت كل شيء لكي أحاول تحفيز نفسي عدم الأكل ، الأفراط في الأكل الحرمان من النوم ، الأستغراق في النوم
    Baba! Fransız tostumdan yemeden mi gideceksin? Open Subtitles أبي، ألن تتناول بعضاً من خبزي الفرنسي؟
    Yani emin olmak için soruyorum, planımız bizi takip etmesini sağlayıp yemeden önce anomaliye geri dönmek mi? Open Subtitles إذاً، لمجرد التوضيح خطتنا هي أن نسمح له بالعثور علينا، ونأمل ألا يأكلنا قبل أن نقوده إلى الهالة؟
    - Ama yemeden duramıyorum. Open Subtitles لكنني لا استطيع التوقف عن الأكل
    Joe, beni yemeden önce kuçu kuçuya biraz kemik getir. Open Subtitles جو قد أحضر بعض العظام إلى باتش قبل أن يأكلني
    Yemek duası ediyor, anne. yemeden önce Tanrı'ya şükrediyor. Open Subtitles أجل يا أمي قبل أن نتناول الطعام
    Uzağa kaçsalar bile erkek güveler dişi güvelerin kokusunu yemeden uyumadan takip edecek. Open Subtitles حتى لو انهم بعيدا ذكور العث تتبع رائحة الإناث بدون أكل أو نوم
    Ama bazen de hiçbir şey yemeden bir yıl durabilirler. Open Subtitles وأحياناً قد تمضي سنة بكاملها بدون أن تأكل
    Sandviçimi yemeden önce biraz kalori yakmak istediğim için kusura bakma. Open Subtitles اعذرينى لمحاولتى حرق بعض السعرات قبل الاستمتاع بكيس كرواسون
    Çiftleşme döneminde ve ilgilendikleri bir dişi olduğunda erkek şempanzelere yemek yemeden bir hafta geçirebilir. TED ذكور الشمبانزي بإمكانها البقاء لأسبوع بلا طعام في حال وجود أنثى شبقة وكانوا مهتمين جنسيا بها.
    Babaannem şöyle derdi "Masadaki her şeyi yemeden kalkmak yok." Open Subtitles إعتدت أن يكون الأمر كما قالت جدتي لا تقم من الطاولة حتى تأكل كل شيء موجود
    Ben yaşadıkça yemeden gitmeyeceksin. Open Subtitles لن تصطاد دون أن تأكل طالما أنا على قيد الحياه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more