| Sessiz olsan iyi edersin ahbap. Herkes seni duyabiliyor. Yemek vakti. | Open Subtitles | يجب أن تهدأ يا رجل الكل يستطيع سماعك ، وقت العشاء |
| Kızlar, Yemek vakti. Çantalarınızı ayak altından çekin. Connie, Melissa. | Open Subtitles | أيها البنات، إنه وقت العشاء أزيحوا حقائب الكتب من الممشى |
| Yemek vakti herkes kalemlerini saklasın. | Open Subtitles | على الجميع أن يسلموا أقلامهم بحلول وقت العشاء. |
| Böyle giderse, Yemek vakti evde olacağız. | Open Subtitles | على هذا المعدل ، سنكون في البيت ، وقت الغداء |
| Yemek vakti geldiğinde beni uyandır. | Open Subtitles | و عندما يأتي وقت الطعام أيقظني، هل تفعل؟ |
| -Hadi sen git. Neredeyse Yemek vakti geldi. -Babam ne derse onu yaparım ben. | Open Subtitles | أرحل الآن , لقد حان وقت العشاء سأفعل ما يأمرنى به أبى |
| - Yemek vakti. Eve gidelim. - Eve mi? | Open Subtitles | ـ إنه وقت العشاء دعنا نذهب إلى البيت ـ بيت؟ |
| - Çocuklar! Yemek vakti! | Open Subtitles | يا أولاد ، وقت العشاء خمس دقائق أخرى فقط |
| - Yemek vakti ülkende olursun. | Open Subtitles | ستكون في الجانب الأمريكي بحلول وقت العشاء |
| - Yemek vakti ülkende olursun. | Open Subtitles | ستكون في الجانب الأمريكي بحلول وقت العشاء |
| Bürokrasi yerine getirilmeli. Ama eğer şanslıysan, Yemek vakti evinde olursun. | Open Subtitles | يجب أن يتم إتباع الإجراءات ولكن إذا كنت محظوظاً فستعود للمنزل عند وقت العشاء |
| Yemek vakti telefon açacak cüreti var. | Open Subtitles | ربما يكون لديها الكرامة لكي لا تخبرك بهذا في وقت العشاء |
| Yemek vakti değil henüz. Evde ne yapıyorsun? | Open Subtitles | لم يَحِن وقت الغداء بعد مالذي تفعلينه في المنزل؟ |
| Yemek vakti geliyor, ben de Ichiraku'ya doğru yollanıyorum. | Open Subtitles | فأتى وقت الغداء,لهذا ذهبت نحو مطعم اتشيراكو |
| Ya hadi, kapat şu şeyi. Yemek vakti geldi. | Open Subtitles | اللعنة ، ابتعد عن هذا الشيء إنه وقت الغداء |
| Yemek vakti. Görürsen eve yolla. | Open Subtitles | انه وقت الطعام ارسله للمنزل ان قابلته |
| Yemek vakti! | Open Subtitles | تعالوا إلى الداخل، إنه وقت الطعام |
| Artık Yemek vakti geldi tamam mı? | Open Subtitles | غارى استمع الى. وقت الطعام.. اوك؟ |
| Baylar, Yemek vakti. Buyurun sofraya. | Open Subtitles | أيها السادة , حان وقت تناول الطعام |
| Haftalarca bekledikten sonra bizim Kutup Ayısı için Yemek vakti geldi. | Open Subtitles | بعد أسابيع من الإنتظار حان وقت الأكل بالنسبة للدب القطبي الشاب |
| Hadi bakalım, Yemek vakti. | Open Subtitles | حسنا يا صديقي، لنتناول الطعام |
| Büyükbabam Yemek vakti gelmeden beşinci kadehi bitirirmiş. | Open Subtitles | كان أبي العزيز يشرب كأسه الخامسة قبل موعد الغداء بالمعمل. |
| Bizim koca kızı uyandır artık. - Yemek vakti. | Open Subtitles | ايقظ "الفتاة الكبيرة"، إنّه وقت التغذّي. |
| Yemek vakti öldürmüş. Charles Sokağı çok da uzakta değil. | Open Subtitles | قتلها أثناء وقت الغذاء "أقل من ميل عن شارع "تشارلز |
| Yemek vakti! | Open Subtitles | هذا وقت الوجبة الخفيفة |