Annem her zaman, yemek yerken ciddi konular konuşmak iyi değildir derdi. | Open Subtitles | أمي تقول دائمًا: الحديث في أمور جادة أثناء تناول الطعام ليس جيدًا |
Yani ikiniz oturmuş yemek yerken, iki kişi... | Open Subtitles | لذا، أنت كنت تجلس أنت كنت تتناول العشاء |
yemek yerken hep böyle etrafı kirletir. | Open Subtitles | يسبب هذه الفوضى دائما عندما يأكل |
yemek yerken iki avukatı birden kaldırabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كنت أستطيع تحمّل إثنين من المحامين وأنا آكل. -أبي |
Her zaman yiyecek bir şeylerle gidiyorum çünkü birlikte yemek yerken ortak noktalar bulmak ve barış sağlamak çok daha kolay oluyor. | TED | دائمًا أجلب معي طعامًا، لأننا عندما نأكل سويًا، يكون من السهل إيجاد القواسم المشتركة وإحلال السلام بيننا. |
Sonra, yemek yerken oğlanın ortadan kaybolması. | Open Subtitles | واختفاء ابنهما بينما كنا نأكل. |
Sanki yıllar olmuş, bir kadını yemek yerken görmeyeli! | Open Subtitles | مر بى وقت طويل منذ رأيت أمرأة تتناول الطعام |
Böylece millet istatistikleri ve boks sonuçlarını koyduğumun cep telefonlarından okuyabilecekmiş. yemek yerken kim cep telefonuna bakmak ister ki? | Open Subtitles | ليتمكنوا الناس من قراءة الأخبار ونتائج المباريات على هواتفهم اللعينة من يريد أن ينظر فى الهاتف المحمول أثناء أكل الطعام ؟ |
yemek yerken mutlak sessizliği tercih ederim. | Open Subtitles | أحبّذ الصمت التام أثناء تناولي الطعام. |
Sen de yemek yerken 2 FBI ajanı tarafından izlenen bir ajansın. | Open Subtitles | أنت واحد من اثنين من عملاء الحكومة يراقبونني وأنا أتناول طعامي |
yemek yerken Jackie Gleason'ı izleyebiliriz. | Open Subtitles | الأن نستطيع مشاهدة جاكى جليسون و نحن نأكل. |
Bir tek yemek yerken zor oluyor. Sol elimi iyi kullanamıyorum. | Open Subtitles | مشكلتي أثناء تناول الطعام لا أستخدم يدي اليسرى بشكل جيد |
yemek yerken ağzımı şapırdatırım. | Open Subtitles | أحيانا عندما تناول الطعام أمضغ بصوت عالِ |
Hadi kaleye dönelim ve yemek yerken hatırlayabilecek misiniz bakalım. | Open Subtitles | .دعنا نرجع إلى القلعة ولنرَ إن كان بوسعك تذكره عبر تناول الطعام |
Burada seni seven yok ki! Seni yalnız başına yemek yerken gördüm! | Open Subtitles | -هنا يُحبك لقد رأيتكَ تتناول العشاء وحيداً |
Seni yalnız başına yemek yerken gördüm! | Open Subtitles | -هنا يُحبك لقد رأيتكَ تتناول العشاء وحيداً |
yemek yerken şöyle gözüküyor: | Open Subtitles | وهكذا يبدو عندما يأكل. |
yemek yerken yapma şunu. Suratıma üfleme. | Open Subtitles | لاتدخني أمامي وأنا آكل |
yemek yerken seni serbest bırakacağım. | Open Subtitles | سوف أفك وثاقك عندما نأكل |
yemek yerken benimle ve kızlarla birlikte oturdu. | Open Subtitles | لقد جلست معنا , معي و البنات , بينما كنا نأكل . |
- Ne uyarısı? Seni onunla yemek yerken görmüşler. | Open Subtitles | شاهدوك تتناول الطعام معها و تمسك بيدها |
Böylece millet istatistikleri ve boks sonuçlarını koyduğumun cep telefonlarından okuyabilecekmiş. yemek yerken kim cep telefonuna bakmak ister ki? | Open Subtitles | ليتمكنوا الناس من قراءة الأخبار ونتائج المباريات على هواتفهم اللعينة من يريد أن ينظر فى الهاتف المحمول أثناء أكل الطعام ؟ |
Sen de yemek yerken 2 FBI ajanı tarafından izlenen bir ajansın. | Open Subtitles | أنت واحد من اثنين من عملاء الحكومة يراقبونني وأنا أتناول طعامي |
Farketmez,yemek yerken prova yapabiliriz. Eve sipariş veririz istersen. Benimle ilgili herşeyi biliyorsun, ben senin soy ismini bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أهتم سوف نتدرب و نحن نأكل ويمكننا طلب طعام جاهز أنتِ تعرفين كل شئ عنى و أنا لا أعرف إسمك الاخير حتى |
Iki insan bir masada karsilikli yemek yerken birbirleriyle kesisirler falan. | Open Subtitles | شخصان يتناولان وجبةً معاً ويجلسان قبالة بعضهما على الطاولة يتأمل كل منها في الآخر |
Dün akşam sizinle yemek yerken orada oturuyor ve düşünüyordum: | Open Subtitles | عندما كنت أتناول العشاء معكم الليلة الماضية كنت جالسا هناك وكنت أفكر |
yemek yerken Sasuke hakkında da konuşabiliriz.. | Open Subtitles | لنأكل بينما ناكل اخبريني المزيد عن ساسكي |