"yemeyeceğim" - Translation from Turkish to Arabic

    • آكل
        
    • أتناول
        
    • ألتهمك
        
    • أتناوله
        
    • آكلك
        
    • آكله
        
    • آكلَ
        
    • أكلك
        
    • لن أكل
        
    • بأكلك
        
    - Bir şeyler yemek zorundasın. - Spot geri gelmeden yemeyeceğim. Open Subtitles عليك أن تأكل شيئاً لن آكل شيئاً قبل أن يعود سبوت
    Bunların hepsi benim hatam. Bir daha asla abur cubur yemeyeceğim. Yemin ederim. Open Subtitles هذا كله بسببي ، لن آكل طعاماً غير صحي ثانيةً ، أقسم لك
    Koroya gelmiyorum, seninle dondurma yemeyeceğim, şimdi lütfen beni yalnız bırak. Open Subtitles لن آت للفرقة لن آكل الايس كريم معك والان اتركني وشأني
    İçine bir şeyler koymaya devam ettiğiniz sürece hiçbir şey yemeyeceğim. Open Subtitles لن أتناول أي شيء إلى أن تكفوا عن وضع أشياء فيه
    Peki, o zaman seni yemeyeceğim. Open Subtitles حسناً ,أنا لن أنا لن ألتهمك,إذاً
    Aslında yemeyeceğim ama orada olduğunu bilmek hoşuma gidiyor. Open Subtitles فأنا لن أتناوله و لكن أحب أن أعلم أنه لايزال هناك
    Aslında, boş ver, seni yemeyeceğim bile. Open Subtitles في الحقيقة, تباً لما يحدث, أنا حتى لن آكلك اليوم.
    Ve tost makinasında da yemeyeceğim bir tost var. Open Subtitles وهناك رغيف في صانع الخبز أنا لن آكله.
    Çünkü bu eti yemeyeceğim. Siz olsanız yer miydiniz? Open Subtitles لا أستطيع أن آكل من ذلك اللحم، هل تستطيعوا؟
    Tabakları yıkadım! Jeff haklı. Ben de kasabaya varana kadar bir şey yemeyeceğim. Open Subtitles أنه على حق أنا لن آكل إلا عندما نعود إلي البلدة
    Bitirdin mi? Şaka yaptım. Senin artıklarını yemeyeceğim. Open Subtitles لا تلك كانت مزحة لن آكل فضلاتك ربما قليلاً منه
    Uzaylı gibi göründüğümü biliyorum, ama söz beynini yemeyeceğim. Open Subtitles أعلم أنني أبدو كالكائنات الفضائية لكن أعدك ألا آكل مخك
    yemeyeceğim. Vejetaryen olmaya karar verdim. Open Subtitles لا يمكنني أن آكل هذا قررت أن أصبح نباتياً
    Ben bunu yemeyeceğim, ve bunu önerdiğini de unutacağız. Çünkü bu iğrenç bir şey. Open Subtitles لن آكل هذا، و سننسى أنّكَ إقترحت ذلك، لأن هذا مُقرف.
    İkinizin hindiyi öyle mıncıkladığını gördükten sonra yemeyeceğim. Open Subtitles كلاّ، شكراً، أنا لن آكل الديك الرومي بعد الطريقة التي دهنتموها به.
    Bu evde olduğum sürece hiçbir şey yemeyeceğim! Open Subtitles منذ الآن وصاعداً لن أتناول أي شيء طوال تواجدي في هذا المنزل
    Bir şey daha söyleyeyim mi? Bir daha asla ama asla o restoranda pizza yemeyeceğim çocuklar. Open Subtitles دعني اخبرك أمراً ، لن أتناول البيتزا في ذلك المطعم أبداً
    Sana söylüyorum dostum bir daha asla patlamış mısır yemeyeceğim. Open Subtitles أقول لك يا رجل أنا لن أتناول الفشار مجدداً
    Seni yensem bile yemeyeceğim ki. Open Subtitles إن هزمتك، فلن ألتهمك.
    Kabalık etmek istemem ama yemeyeceğim. Open Subtitles لستُ أحاول أن أبدو وَقِحة. إني فقط، لن أتناوله.
    Kalbim üzerine yemin ederim, seni yemeyeceğim. Open Subtitles حسناً أقسم على قلبي أني لن آكلك
    yemeyeceğim. Yüzüğü çıkaramıyorum. Open Subtitles لن آكله , لم استطع خلع هذا الخاتم
    Burada, başka bir zaman tuzağa düşseydik seni öldürüp yerdim çünkü başka bir dürüm daha yemeyeceğim. Open Subtitles حَسناً، إذا انحصرنا دقيقة أخرى هنا، سَأَقْتلُك وآكلُك، لأنني سوف لَنْ آكلَ فلافل لعين مرة اخرى
    Seni yemeyeceğim. -Hadi dalga geçme benimle. Open Subtitles لن أكلك - لا تقوم باستعمال الضربه القاضيه علي -
    Eğer bu rolü alamazsam bir daha asla makarna ve peynir yemeyeceğim! Open Subtitles إن لم احصل على هذا الدور لن أكل معكرونة بالجبنة بعد اليوم
    Sizi yemeyeceğim. Open Subtitles لن أقوم بأكلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more