Grigore ile evlendiğimde patatesi annesi gibi yapmazsam yemezdi. | Open Subtitles | وعند تزوجت (جريجوري)، إذا لم تكن البطاطس كالتي تعدها أمه فلن يأكلها |
Grigore ile evlendiğimde patatesi annesi gibi yapmazsam yemezdi. | Open Subtitles | وعند تزوجت (جريجوري)، إذا لم تكن البطاطس كالتي تعدها أمه فلن يأكلها |
- Umurumda bile değil. Herkes onu severdi, çünkü hiçbir zaman tek başına yemezdi. | Open Subtitles | الجميع أحبه لأنه لم يأكل وحده قط |
Sadece vücutlarını yemezdi ruhlarını da yerdi. | Open Subtitles | لم يأكل أجسامهم فقط ، بل أرواحههم أيضاً |
O zaman bile, Taylor bizimle yemezdi. | Open Subtitles | حتى برغم ذلك، "تايلور" لم يأكل معنا أبداً |
Ama Geoff içinde ne olduğunu bilmediği hiçbir şeyi yemezdi. | Open Subtitles | لكن (جيف)... لم يأكل شيئاً من دون معرفة ما به |
Pizzanın köşelerini yemezdi hiç. | Open Subtitles | هو لم يأكل ابدا قشور البيتزا |
Pişirdiğim şeyleri yemezdi. | Open Subtitles | لم يأكل ما كنتُ أطبخه |