Araba yeni değil. Muhtemelen '66 ya da '67 model. | Open Subtitles | السيارة ليست جديدة محتمل أن تكون طراز 66 أو 67 |
Bağışlayın, sayın yargıç. Bu kan yeni değil. Başından beri oradaydı. | Open Subtitles | أرجو المعذرة، ولكنها ليست جديدة لقد كانت موجودة طوال الوقت |
Aynen, tenis ayakkabısı, lekesiz ama yeni değil ki dördüncü olarak, "spor ayakkabısı" demez miydin Batı Yakası'nın aksine eğer gerçekten Kuzeydoğu'dan olsaydın? | Open Subtitles | حسناً، أحذية رياضيّة نظيفة، لكن ليست جديدة ونأتي لرقم أربعة، كنت لتسمّيها أحذية عالية الرقبة إن كنت حقاً قادماً من الشمال الشرقي للبلاد، |
Güneş enerjili uçaklar yeni değil. | TED | في الحقيقة ان الطائرات المعتمدة على الطاقة الشمسية امرٌ ليس جديد |
Yutma güçlüğü dosyasında var. Boğulma yeni değil. | Open Subtitles | لديه شكوى مسجلة بعدم قدرته على البلع الاختناق ليس جديداً |
Bu aslında yeni değil. Pratikte TEDciler için de yeni değil. | TED | الآن هذا ليس بجديد ، وعلي الأخص ليس جديدا على TEDsters. |
Bu esrarengiz kaybolmalar yeni değil. | TED | هذه الاختفاءات الغامضة ليست جديدة. |
Tamamen yeni değil. Karşılığına David'e kamyoneti verdim. | Open Subtitles | إنها ليست جديدة تماما لقد أعطيت الشاحنة لـ"دايفيد" مقابلها |
Yakın zamanda katlanmış, fakat yeni değil. | Open Subtitles | لقد طُوٍيت موخرا ً لكنها ليست جديدة |
Bu o kadar da yeni değil. Geçen hafta çekilmiş. | Open Subtitles | ليست جديدة جداً هذه من الأسبوع الماضي |
Sütyen takıyorum. Yeni bir sütyen. yeni değil. | Open Subtitles | أنا أرتدي حمّالة صدر، جديدة، ليست جديدة |
Gerçekten yeni değil aslında. | Open Subtitles | ليست جديدة بالفعل |
yeni değil, farkındayım. | Open Subtitles | أعلم إنها ليست جديدة |
"Bu gecenin programı yeni değil. Daha önce de gördünüz bu eğlenceyi defalarca | Open Subtitles | برنامج هذا المساء ليس جديد فانتم تعرفونه عن ظهر قلب |
Bu yeni değil, en az 3 haftalık. | Open Subtitles | هذا ليس جديد بعد الآن. على الأقل من ثلاثة أسابيع |
Efendim adamlarım disiplinli savaşçılardır. Balincarin'de olanlar onlara yeni değil. | Open Subtitles | سيدي, رجالي مقاتلون منضبطون ما حدث في بلنكرين ليس جديد عليهم |
Yüzünüz yeteri kadar yeni değil. | Open Subtitles | - لن تبلي بلاءً حسناً - وجهك ليس جديداً بما يكفي |
Ah, hayır. Kesinlikle yeni değil. | Open Subtitles | ليس جديداً على الإطلاق أنظري لذلك |
- Bu yeni değil, sadece gömülüydü. | Open Subtitles | هذا ليس جديداً. |
Bu durum yeni değil. | TED | وهذا ليس بجديد |
Öfkeye ve cinsel sorunlara bakarsak sakatlığı yeni değil. | Open Subtitles | بالنظر للغضب و عدم القدرة على الاداء هذه الاصابات ليست حديثة |
yeni değil. | Open Subtitles | لا شيء جديد أَو بؤري |