O Florida'da yeni karısı ve çocuklarıyla gününü gün ederken kızımı tek başıma ben büyüttüm. | Open Subtitles | لقد ربيتها بمفردي في هذا البيت بينما كان هو في فلوريدا مع زوجته الجديدة و أولاده ابن العاهرة |
yeni karısı ve çocuklarıyla birlikte varoşlarda bir yerde yaşıyordu. | Open Subtitles | كان يعيش بالفعل مع زوجته الجديدة واطفالها |
Annem öldü. Babam tekrar evlendi ve yeni karısı bir kız doğurdu. | Open Subtitles | توفيت أمي فأعاد أبي الزواج وأنجبت زوجته الجديدة فتاة |
Benim de çocuklarım, eski kocam ve onun yeni karısı var. | Open Subtitles | لدي ولدي و زوجي السابق و زوجته الجديدة |
Benim de çocuklarım, eski kocam ve onun yeni karısı var. | Open Subtitles | لدي ولدي و زوجي السابق و زوجته الجديدة |
Buralardan arabayla geçerken yeni karısı ve karısının çocuklarıyla illa size selam vermek için uğramakta ısrar eden kime rastladım bilin bakalım. | Open Subtitles | خمّنوا من الذي عثرت عليه يقود في الحي والذي أصر على التوقف لقول مرحبًا مع زوجته الجديدة وأطفالها! |
Austin, yeni karısı Vanessa'yla, bir yuva kurdu. Sonsuza dek mutlu yaşamak için... | Open Subtitles | و إستقر مع زوجته الجديدة, فانيسا), ليعيشا بسعادة إلى الأبد) |
Özellikle yeni karısı çaresiz durumdaydı. | Open Subtitles | وبالأخص بشأن زوجته الجديدة |
Baban yeni karısı Steve'i getirirse ben de edepsiz giyinirim ona göre. | Open Subtitles | لو جلب أباك زوجته الجديدة (ستيف) سأرتدي ملابس فاضحة |
Babam, beni yeni doğan bir bebek gibi, yeni karısı ile olan ailesinden sayabileceğini söyledi. | Open Subtitles | قال آنه علي اعتبار مولوده الجديد الذي أنجبه مع زوجته الجديدة (مرجريت) كفرد من العائلة أيضا إضافة لـ (ريكارد) ـإبن (مرجريت)ـ |