Geldiğim yer orası, köle olsam bile orası harikadır. | Open Subtitles | هناك حيث أنتمى .. وهى رائعة أيضا .. حتى لو كنت جارية |
Evet, şimdi yakıt ikmali yapacağı tek yer orası. | Open Subtitles | أجل, إنه المكان الوحيد الذى يمكنه التزود بالوقود فيه. |
İçine bakamayacağımız tek yer orası. | Open Subtitles | إنّه المكان الوحيد الذي لم نستطع النظر بداخله |
Şu anda oğlumun olduğu yer orası. | Open Subtitles | ذلك حيث قادتهم البوابة ذلك حيث يوجد طفلي الأن |
Bunu açıklayamam, ama yöneldiği yer orası. O intikam istiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أشرح لكِ الآن لكن هذا هو المكان الذي تتجه إليه |
Sana ihtiyaç duyduğumuz yer orası Bobby. Haklı olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | هناك حيث نحتاجك، بوبي و أنت تعلم أني محق |
Sana ihtiyaç duyduğumuz yer orası Bobby. Haklı olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | هناك حيث نحتاجك، بوبي و أنت تعلم أني محق |
Çalındığı yer orası. -Ben... | Open Subtitles | سوف نذهب إلى المكتبة هناك حيث تمّت سرقته |
Onu gemiden getirmemiz bir şeyi değiştirmez, peder bundan sonra yaşayacağı yer orası. | Open Subtitles | لا تهتم إذا ما ألقيناه خارج هذا القارب ، أيها الواعظ إنه المكان الذي سوف يعيش فيه من الآن فصاعداً |
Ona ne kadar muhteşem, ne kadar güzel olduğunu söyleyebildiğim tek yer orası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي يمكنني أن أخبرها كم هي رائعة وجميلة |
Şu anda olabileceğiniz en güvenli yer orası. | Open Subtitles | إنّه المكان الأكثر أماناً لتكن به بالوقت الحالي. |
O zaman arka tarafa geçmelisiniz O'nun gittiği yer orası çünkü. | Open Subtitles | إذن الأفضل أن ترجعي للخلف لأن ذلك حيث ذهب |
Gittikleri yer orası. Yeterince açık mı? | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي يتوجّهون إليه هل هذا واضح بما يكفي لك؟ |
Bilirsin, takıldıkları, didiştikleri,sigara içtikleri, kadın memelerine isim koydukları yer orası. | Open Subtitles | إنها حيث يتسكعون ،يدفعون بعضهم، ويدخنون السيجار ويضعون أسماءاً للنهود |
Beni köşeye sıkıştırmadan konuşabileceğimiz bir yer orası. | Open Subtitles | انه المكان الوحيد الذي نستطيع التحدث به بدون ان يراقبونا |
İnsan etini tattığı yer orası. | Open Subtitles | حيث هناك يتذوق اللحم الإنساني |
Orada hiç birşey yok, valla. Kuzey. Gitmek isteyeceğiniz yer orası. | Open Subtitles | لا يوجد شئ هناك أوعدك شمال هذا حيث تريد الذهاب |
İşte saldırganlık ve şiddetin geldiği yer orası. | Open Subtitles | تلك حيث تكون المشاعر العدائية الذى يأتى منها العنف |
Aradığın adamı bulacağın yer orası. | Open Subtitles | ذلك أين أنت سَتَجِدُ الرجلَ أنت تَبْحثُ عنه. |
En uygun yer orası. You see, she can blend in with the crowd. | Open Subtitles | ربما أنه المكان المثالي يمكنهم الإختلاص بالحشود |
Şatoların olduğu yer orası değil mi? | Open Subtitles | وهناك حيث كانت القلعة... صحيح ؟ |
Geldiğim yer orası. Kalmayı seçtiğim yer orası değil. | Open Subtitles | هذا المكان الذي أتيت منه، و ليس المكان الذي اخترت ان ابقى فيه |
- Tabi, doğrudur. - Tanıştığımız yer orası... Sanat okulu. | Open Subtitles | ـ أجل، أجل، بالطبع ـ هُناك حيث تقابلنا في كلية الفنون |