yeraltındaki piramit, bir piramit değil... o bir uzay gemisi! | Open Subtitles | ذلك الهرم الذي تحت الأرض ليس هرم إنها سفينة فضاء |
yeraltındaki Petra, birinciden yıllarca fazla ayakta kalmıştır. | Open Subtitles | ظلت بيترا ناجيه تحت الأرض .. سنوات عديده فوق الأخرى |
yeraltındaki mineral tabakalarında bulunuyor sanıyordum. | Open Subtitles | إنه موجود في الترسبات المعدنية تحت الأرض. |
Gel, öğle yemeği yiyeceğiz benim yeraltındaki evimde. | Open Subtitles | تعال , سنحصل على الغذاء في منزلي الواقع تحت الأرض |
yeraltındaki bir organizma ile ilgili bir şeyler buldum. | Open Subtitles | وجدت الإشارات إلى الكائن الحي تحت أرضي. - الذي؟ |
yeraltındaki gaz boruları ve elektrik hatları tehlikede. | Open Subtitles | إذا استمر الحال هكذا فستتضرر أنابيب الغاز وخطوط الكهرباء التي تحت الأرض |
Bunu yeraltındaki mekandan çıkardık. | Open Subtitles | قمنا بأستخلاصها من منزله المتواجد تحت الأرض |
Dev bir akiferdir. İçinde su bulunan yeraltındaki gözenekli bir kaya. | Open Subtitles | إنها طبقة مياه جوفية عملاقة ، الصخور المسامية تحت الأرض التي تمسك الماء |
Devlet, önemli ünlüleri yeraltındaki bir sığınağa götürmüş belli ki. | Open Subtitles | من الواضح ان الحكومة جعلت كل المشاهير يختبئوا في قبو تحت الأرض. |
Dostum, yeraltındaki genel merkezine gizli bir asansör var. | Open Subtitles | يا صاح، لديك مصعد سري يمر من خلال مبنى تحت الأرض |
Bulacak Rezistans Parçası'nı yeraltındaki gizli sığınağını | Open Subtitles | سيجد قطعة المقاومة المفقودة من .مكانها الخفي تحت الأرض |
Bulacak Rezistans Parçası'nı yeraltındaki gizli sığınağını | Open Subtitles | سيجد قطعة المقاومة المفقودة من .مكانها الخفي تحت الأرض |
Sanki yeraltındaki bir fabrikada çalışıyoruz dedi. | Open Subtitles | قالت أننا أشبه بمن يعمل في مصنع تحت الأرض |
Dört kadın yeraltındaki kıyamet tarikatından kurtarıldı tarikatın başı... | Open Subtitles | لقد تم إستخراج اربعة نساء من تحت الأرض لقد قالوا بأنفسهم أنهم يتبعون |
- yeraltındaki ısı imzalarını göremiyoruz. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نرى حرارة الأجسام تحت الأرض |
yeraltındaki bir depoda mahkum gibi sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقون تحت الأرض في القبو مثل السـُـجناء |
Tasha, Reade, siz üçünüz, yeraltındaki park yerine kadar sokağı tarayın. | Open Subtitles | تاشا، ريد، لك ثلاث، بحث في الشارع إلى موقف للسيارات تحت الأرض. اذهب. |
An be an, yeryüzündeki kara delikleri dikkatle inceler ve yeraltındaki su kaynağı ve mağaralara girişleri arar. | Open Subtitles | يوماً بعد يوماً، نراه وهو يغوص في أعماق الظلام... باحثاً عن مدخل لكهوف ما تحت الأرض ومجاري المياه الطبيعية |
Tamam ama, Alman askerleri, yeraltındaki beton sığınakların içinde emniyette. | Open Subtitles | أجل, ولكن "جيري" آمنٌ في غرفةٍ محصنةٍ تحت الأرض. |
Çirkin bir bukalemunun yeraltındaki tehdidi bitiyor. | Open Subtitles | حرباء واحدة فقط هبوط خطر تحت أرضي |
Sence yeraltındaki depoya ... girebilir misin? | Open Subtitles | أتعتقد بأنه بإمكانك الوصول للمخزن التحت أرضي للوقود؟ |