Kardeşim kendi doğum günü yemeğini kaçırdı, çünkü yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | TED | لم يحضر أخي عشاء عيد ميلاده لأنه كان في المكان الخطأ في التوقيت الخطأ. |
Sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi, öyle mi? | Open Subtitles | لقد حدث بأنها في المكان الخاطىء والتوقيت الخاطىء، أليس كذلك؟ |
Kontrolü elinde bulunduran insanlar o esnada başka bir yerdeydi. | Open Subtitles | الأشخاص المسؤولون عنهم كانوا في مكان آخر في ذلك الوقت |
Babam elbette ki yardımsever bir şekilde mayıs ayı gösterilerini izledi, ama kalbi başka bir yerdeydi, zamanı da çünkü hizmet edeceği 15 ülke daha vardı. | TED | تابع والدي بالطبع المظاهرات التي جرت في شهر مايو ولكن قلبه كان في مكان آخر .. ووقته مخصص لشيء آخر كان لديه 15 دولة تطلب خدماته |
Kurbanın cep telefonu tam olarak senin söylediğin yerdeydi. | Open Subtitles | تليفون الضحية المحمول كان تماماً بالمكان الذى قلت عنه |
Sahne sırası bizdeydi. Uçak gemileri onlarla karşılaşmak için doğru yerdeydi. | Open Subtitles | لقد كنا ننتظرهم على ظهور حاملات الطائرات التى تمركزت فى المكان المناسب تماماً للقائهم |
Fotoğrafı buldum. Tam senin söylediğin yerdeydi, Marie. | Open Subtitles | وجدت الصورة كانت في المكان الذي قلته يا ماري |
Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | هي كَانتْ في المكان الخاطئ في الوقتِ الخاطئِ. |
Yüreği doğru yerdeydi ama, Triffidlerin ilerleyişini görmezden geliyor, Shirning'e ve orada bulmayı umduğum çözümü bulmamı geciktiriyordu. | Open Subtitles | قلبه كان في المكان المناسب ولكنه يتجاهل التهديد وتقدم الترايفد ياخرني في الوصول إلى شيرنج والحل أتمنى أن اجده هناك |
2. Bölük tam da söylediğin yerdeydi. | Open Subtitles | الماس الثانية كانت في الضبط في المكان اللذي قلت |
Belki de yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | لذا ربما كانت في المكان و الزمان الغير مناسب |
Bugün Sidney Opera Binası'nın bulunduğu yerdeydi. | Open Subtitles | وقد أقام في المكان الذى تقع به دار الاوبرا بسيدني الآن |
Ancak İnsan Hakları Komisyonu'nda avukat olarak çalışmaya başladığımda, aklım başka yerdeydi. | TED | لكن عندما بدأت العمل في لجنة حقوق الإنسان كمحامي حقوق الإنسان، كان عقلي في مكان أخر. |
Burada bir yerdeydi. Dur, bir kere daha bakayım. | Open Subtitles | إنـّه في مكان ما هنا في الأسفل، دعني ألقي نظرة أخرى |
Uydular başka yerdeydi. | Open Subtitles | أقمارنا الصناعية كلّف بمهمّة في مكان آخر. |
Üstelik iz garip bir yerdeydi. Namlunun tepesindeydi. | Open Subtitles | والبصمة الغامضة كانت في مكان غريب أيضاً لقد كانت أعلى الماسورة |
Odanın ortasında, buralarda bir yerdeydi. Yo, olamaz. | Open Subtitles | كان في مكان ما في منتصف الغرفة، مثل، هنا |
- Sana arka çıktım. - Her neyse! Ceset tam söylediği yerdeydi. | Open Subtitles | الجثة كانت موجودة بالمكان الذي ( صرحت به ( لافتة الميل 15 |
Mezar taşında şöyle yazacak: Daima, yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | انت دائماً بالمكان الخاطىء بالوقت الخطأ |
Wedd, kardeşin yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | "ويدو" أخاك كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ |
Belki de Potter ve arkadaşları, yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | ربما كان بوتر وأصدقائه ببساطة فى المكان الخاطئ والتوقيت غير المناسب |
Sen inkar etmeden önce, bunu Nighthorse'un evinin önündeki tepelikte buldum, yerdeydi. | Open Subtitles | قبل أن تنكره , وجدت هذه على التلة عند منزل نايتهورس كانت على الأرض |
yerdeydi ayna kanla kaplıyı. | Open Subtitles | لقد كان على الأرض بجانبها, مغطاً بالدماء |