"yerine getirmek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لتحقيق
        
    • لإنجاز
        
    • لتنفيذ رغباتى
        
    Resmi ve profesyonel hâle geldi, ama belli rollerle sınırlandırıldı, Florence Nightingale, Karasakal ve Ying Zheng'in yaptığı gibi içgüdüsel olarak kullanılmak yerine genelde ticari amaçları yerine getirmek için kullanıldı. TED قد تم تشكيله ووضع حرفيته، ولكن اقتصر على أدوار معينة وكان يطبق عموماً ضمن السعي لتحقيق أهدافاً تجارية أكثرمن استعماله بديهياً، كما فعل كل من فلورنس نايتنغيل، وبلاك بيرد، وينغ تزينغ.
    Genç bayan, adaleti yerine getirmek için buradayız. Kabare şovu seyretmek için değil. Open Subtitles الآن، أيتها الفتاة نحن هنا لتحقيق العدالة
    Şöhret peşinde koşan bazı kişiler, bu arzularını yerine getirmek için, şöhretli birini öldürmek gibi bir yolu seçerler. Open Subtitles حسناً,دائماً ما يكون الملاحقون المجانين للمشاهير يكون ديهم رغبة جامحة لتحقيق الشهرة.
    Diğerlerine olan görevini yerine getirmek için nelerden vazgeçti acaba? Open Subtitles من يعرف أن عليها أن تستسلم لإنجاز واجبها إلى الآخرين؟
    Bu planı yerine getirmek için yeterli zaman yok. Open Subtitles ليس هناك وقت لإنجاز تلك الخطة إذا فجرنا البوابة بأنفسنا الآن
    Bu ülkenin kontrolu artık sende değil, ve eğer isteklerimi yerine getirmek için ofisinin tüm yetkilerini kullanmazsan, virüs serbest bırakılacak ve durdurulması imkansız olacak. Open Subtitles لم تعد تتحكم فى دولتك ...واذا لم تستخدم قوة مكتبك الكاملة لتنفيذ رغباتى فسأطلق الفيروس, وسيكون إيقافه مستحيلاً
    Bu esnada, sadece yükümlülüklerimi yerine getirmek için hâlâ vaktim olmasını umuyorum. Open Subtitles في الوقت الراهن مازلت أمل أن بقي لي الوقت لتحقيق إلتزامي
    Fakat hanımlar beyler adaleti yerine getirmek için bir şansımız var. Open Subtitles لكن سيداتي وسادتي ثمة فرصة لتحقيق العدالة هنا
    Bu çocuğu, sözünü yerine getirmek için aradığını söyledin. Open Subtitles أنت تقول أنك تسعى خلف الطفل لتحقيق وعدك
    Buraya babamın son isteğini yerine getirmek için geldim. Open Subtitles لقد جئت إلى هنا لتحقيق أمنية أخيرة لأبي
    Evlatlık görevimi yerine getirmek için babamın yerine askere gittim. Open Subtitles لقد دخلت مكان والدي لتحقيق واجبة
    Bu üniformayı senin isteklerini yerine getirmek için giymedim. Open Subtitles لم أرتدي هذا الزي لتحقيق أمانيك
    Ben onun son rüyasını yerine getirmek için hayatımı adamak istedim. Open Subtitles لقد كرست حياتي لتحقيق حلمه الاخير
    Kaderdeki görevimizi, yerine getirmek için sefere çıkıyoruz. Open Subtitles ..نحن نبدأ حملة لتحقيق مصيرنا..
    Lily gelmiş! İsteklerinden birini yerine getirmek için burada! Open Subtitles (ماذا, انها (ليلي وهي هنا لتحقيق احدى رغباتك
    - Tanrı'nın arzusunu yerine getirmek için... Open Subtitles - لتحقيق إرادة الرب ..
    Sadece hak ettiğim amacını yerine getirmek için. Open Subtitles - فقط لتحقيق غرضي الشرعي.
    Biz bu vaatleri yerine getirmek için savaşalım. Dünyayı kurtaralım. Open Subtitles الآن دعونا نحارب لإنجاز ذلك الوعد
    Sadece...gerçek görevimi yerine getirmek için en iyi yolu seçiyorum. Open Subtitles أنا فقط... أختارأفضلطريق لإنجاز وظيفتي الحقيقية.
    Şimdi de ölümsüz bir silah K'un-Lun'dan ayrılıyor, hem de görevini yerine getirmek için değil, ihmal etmek için. Open Subtitles والآن قام سلاح خالد بمغادرة "كون لان"، ليس لإنجاز مهمته بل لتركها.
    Bu ülkenin kontrolu artık sende değil, ve eğer isteklerimi yerine getirmek için ofisinin tüm yetkilerini kullanmazsan, virüs serbest bırakılmış olacak ve durdurulması imkansız olacak. Open Subtitles واذا لم تستخدم قوة مكتبك الكاملة لتنفيذ رغباتى... سيتم إطلاق الفيروس وسيكون إيقافه مستحيلاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more