"yerleştirdiğini" - Translation from Turkish to Arabic

• زرع
• بوضع جهاز

Adamlarımızdan birinin, platforma bir bomba yerleştirdiğini mi ileri sürüyorsunuz?
مفجر؟ أنت تشير أحد رجالنا زرع قنبلة على المنصة ؟

Bu orospu çocuklarından biri bombayı kimin yerleştirdiğini biliyordur.
واحد من هؤلاء الملاعين يعلم من زرع العبوه الناسفه

valinin arabasına bir bomba yerleştirdiğini düşünüyoruz.
نحن نظن بأنه زرع قنبلة داخل سيارة الحاكم

Evrak saklayacak kadar büyük çantaları olup, gelip geçen yüzlerce insan var ama kimin silahı yerleştirdiğini bulmanın imkanı yok.
و هناك مئات الأشخاص الذين يدخلون و يخرجون مع أكياس كبيرة كفاية لإخفاء حقائب لكن لا يوجد طريقة لمعرفة من زرع تلك الحقيبة

O izleyiciyi üstüme senin yerleştirdiğini biliyorum.
أعرف أنكِ قمتِ بوضع جهاز التعقب علي

Bu da kurbanımızın, çipi kendi kendine yerleştirdiğini gösterir.
مما يقترح أن الضحية زرع الرقاقة بنفسه

Virüsü senin yerleştirdiğini ve sonra da yok ettiğini.
وانك من زرع الفيروس وانت من جعله يختفي

Hunter'ın, Andre Benson davasında sahte DNA yerleştirdiğini iddia etti.
نعم, هو يدّعي بأن -هنتر- زرع دليل الحمض النووي في قضية-أندريه بنسن-

Sayın Yargıç, Zayeed Shaheed'in bomba yerleştirdiğini ispat etmemize gerek yok.
حضرة القاضي (لا نحتاج أن نثبت أن (زايد شهيد زرع قنبلة

Berlin'le burada kalacak ve o patlayıcıları kimin yerleştirdiğini bulacaksın.
ستبقين هنا مع (برلين), وتكتشفين من الذي زرع هذه المتفجرات.

Sonya kapının dışardan hacklendiğini ve birinin de cihazı yerleştirdiğini söylüyor.
تقول (سونيا) أن الباب تم اختراقه من الخارج وشخص آخر زرع تلك القنبلة

O sırada bomba yerleştirdiğini ve Sekou Bah'ya komplo kurulduğunu düşünüyoruz.
نحن نظن أنه زرع القنبلة في ذلك الوقت (ولُفقت التهمة إلى (سيكو باه

Adam'ın üstüne bomba yerleştirdiğini bilmiyor.
هي لا تعرف أنّ (آدم) زرع القنبلة عليها.

Buraya getirildikten sonra, daireye birkaç hafta önce Spears'ı gözetlemek için taşındığını ve Spears'ın arabasına dinleme cihazı yerleştirdiğini söyledi.
عندما أحضرناهُ ألى هُنا أخبرنا أنهُ أنتقل ألى الشقة قبل عدة أسابيع فقط ليقوم بمراقبته وأعترف أيضاً أنهُ قام بوضع جهاز التعقب في سيارة (سبيرز)