| - Sí, teniente. - Bir rahip getirmesi için gönderdim. - Bir ay ya da daha fazla yetecek kadar yiyecek. | Open Subtitles | أرسلته ليحضر كاهن - غذاء يكفي لشهر أو أكثر - |
| Bir ay belki de daha fazla yetecek kadar yiyecek. | Open Subtitles | غذاء يكفي لشهر أو أكثر |
| O akşam bir orduya yetecek kadar yiyecek vardı. | Open Subtitles | في ذلك المساء كان هناك طعام يكفي لتغذية الجيش |
| Kurak mevsimde 12 aç yavruya yetecek kadar yiyecek bulabilmenin tek yolu seyyar olmaktır. | Open Subtitles | في موسم الجفاف، التنقّل هو السبيل الوحيد للعثور على طعام يكفي لاثنى عشر صغيرًا |
| Burada 50 kişiye yetecek kadar yiyecek var. | Open Subtitles | يُوجد هُنا طعام يكفي لقرابة 50 شخصاً. |
| Burada üç gün yetecek kadar yiyecek var. | Open Subtitles | هناك طعام يكفي لثلاثة أيام. |