Eğer bellek izlerim onun pozitronik beynine başarılı bir şekilde entegre edilirse, benim yeteneklerime sahip olacaktır. | Open Subtitles | إنْ أعصاب ذاكرتي متآلفة بنجاح في داخل مَصفوفته البوزيترونية، ينبغي أن يكون لديه كل قدراتي. |
Eğer 13. lejyonun askeri olma onuru yetmiyorsa, o zaman ben de üstün savaş yeteneklerime güveniyorum. | Open Subtitles | حسناً، إن لم يكن شرف الفيلق 13 يكفي سأضطر للإعتماد علي قدراتي القتالية العليا |
Onun yerine benim yeteneklerime ve kapasiteme bakıyor. | TED | ولكنه ينظر إلى مهاراتي وقدراتي بدلا عن ذلك. |
Yalnızca üstün yeteneklerime dayanmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي النية في الاعتماد فقط على مهاراتي |
Her şeyi bulanık bir şekilde gördüğünden güzel resim çizdiğime hiç bir kesin delili olmamasına karşın, yine de çizme yeteneklerime inanıyordu. | TED | كان مؤمنا بقدراتي كرسام كارتوني, مع أنه لم يكن لديه دليل على أنني كنت جيدا على الإطلاق: كل ما رآه هو ضباب فقط |
Ev falan bilmiyorum hele de ne istediğini anlama yeteneklerime güvenmeyen birinin evini hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | ،لا أعرفُ أيّ شيء بشأنِ منزل ،طبعًا ليسَ لشخصٍ ،لا يثق بقدرتي |
Son günlerde gözlem yeteneklerime çalışıyordum da. | Open Subtitles | لقد كنت اعمل على مهارتى فى الملاحظه , اتعرف؟ |
Bilginiz olsun diye söylüyorum; evet, ölümden dönmek bazı yeteneklerime zarar verdi ama duyma yetim hâlâ çalışıyor. | Open Subtitles | لمعلوماتكم ، أجل العودة من الموت تركت قدراتي ضعيفة شيء ما ، لكن السمع لازال يعمل |
Jeffersonian'da çalışan tüm insanların içinde benim yeteneklerime en az saygı duyan kişi. | Open Subtitles | من بين كل العاملين في المعهد، هو أقلهم رعباً من قدراتي. |
Tüm yeteneklerime rağmen, en çok ihtiyacım olana henüz sahip değilim. | Open Subtitles | مع كل قدراتي و لكني لم أمتلك أهم واحدة بعد |
Benim yeteneklerime sahip değilsin. | Open Subtitles | و انتي بالتأكيد لا تملكين قدراتي |
Benim yeteneklerime sahip birine, değil mi? | Open Subtitles | رجل له قدراتي, أليس كذلك؟ |
Lana, yeteneklerime sahip olan bir insan, tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | ويا (لانا)، إنسان مع قدراتي يمكن أن يكون في ذلك خطورة |
Bu "biz"in içinde ben olmadığıma göre, dikiş yeteneklerime ihtiyacınız yoksa ben gidiyorum. | Open Subtitles | حسنا ً ، أنا لست جزءً "من "نحن لذا ، مالم تحتاجوا مهاراتي في الخياطة فأنا مظطرة ان أغادر |
Evet, Harlan'da çok fazla yasal iş olanağı yok en azından benim yeteneklerime sahip olan birisi için. | Open Subtitles | "حسنٌ، لايوجد الكثير من فرص العمل القانونية هنا في "هارلن على الأقل ليس بالنسبة لرجل في مهاراتي |
Manyak yeteneklerime ihtiyacınız varmış. | Open Subtitles | سمعت ان مهاراتي المجنونة مرغوبة |
Muhtemelen Leviathan kodlarla konuşmaya devam edecek yani kod kırıcı olarak ekibin yeteneklerime ihtiyacı var. | Open Subtitles | على الأغلب "الليفايثان" سوف يستمرون في التخاطب بواسطة الشفرة وهو ما يعني أن الفريق يحتاج إلى مهاراتي في حلها |
Ev falan bilmiyorum hele de ne istediğini anlama yeteneklerime güvenmeyen birinin evini hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف شيئاً عن منزل خاصة لشخص لا يثق بقدراتي على تلبية طلباته في أي موضوع كان |
Şirketinin benim yeteneklerime sahip genç birini alabileceğini söyledi. | Open Subtitles | قال أن شركته يمكن أن توظف شاب بقدراتي |
Yani, yeteneklerime inandığınız için. | Open Subtitles | شكراً . . أقصد , أنا أثق بقدراتي و كل |
- Bak, benim yeteneklerime lan güvenini kaybettiysen... | Open Subtitles | - أنظر، إن فقدت ثقتك بقدرتي .. |
Ancak ne yazık ki, sizin benim yeteneklerime ihtiyacınız var. | Open Subtitles | ولكن لسوء الحظ, أانت بحاجه الى مهارتى. |
- Fort Knox Deposu öyle ama üssün geri kalanı online yeteneklerime karşı savunmasız. | Open Subtitles | فورت نوكس الإيداع هو، لكن بقية قاعدة غير متواجد والضعيفة لمهاراتي. |