Kişisel görüşüm, tüm bunlardan çıkarılacak en önemli dersin şu olduğu yönünde: Barışa yönelik bölgesel bağlılık büyük önem taşımakla birlikte çoğu zaman şiddeti önlemek ya da durdurmak için yeterli değildir. | TED | وبالنسبة لي شخصياً ان اكبر درس يمكن تعلمه من هذا او ان الالتزام المحلي تجاه السلام هو الامر الاكثر اهمية ومحورية ولكنه عادة غير كاف لكي يوقف او يمنع العنف |
Bazen iki göz yeterli değildir ve yardıma ihtiyacın olur. | Open Subtitles | بعض الاوقات العينان لا تكفي عندما تحتاج لمساعدة |
Belki de, öyle görünüyor ki, insanoğlunun onuruna inanıyor olduğumu söylemek, basitçe yeterli değildir. | Open Subtitles | لكن يبدو أن الأمر ظهر، لأقول أنني أعتقد أن كرامة الرجل ليست كافية ببساطة |
Henüz alkışlamazsınız çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. | Open Subtitles | و لكنك لم تصفق بعد لأن جعل الشيء يختفي غير كافي |
Bu yüzden "asla yeterli değildir." diyoruz. | Open Subtitles | لهذانحننقول: "الكفاية المتناهية". |
Sadece spor salonuna gidip antreman yapmak ve ağırlık kaldırmak yeterli değildir. | Open Subtitles | لا يكفي أن تذهب للنادي و فقط تتدرب ، و ترفع الأوزان |
Kişisel kararlar vermek yeterli değildir istediğiniz geniş dünyada | TED | ليس كافيا أن تتخذوا قرارا شخصيا بأنكم تريدون عالمكم أن يكون أوسع. |
Bazen MacLeod, en sivri uçlu kılıç bile yeterli değildir. | Open Subtitles | .أحيانا، مكلاود النصل الأحد غير كاف |
Frasier, sana ne ödüyorsa yeterli değildir. | Open Subtitles | مهما فرايزر يَدْفعُك، هو غير كاف. |
Egzersiz ve protein yeterli değildir. | Open Subtitles | العمل و حمية البروتين غير كاف. |
Güneş'ten gelen ısı kırmızı lekeyi canlı tutmak için yeterli değildir. | Open Subtitles | حرارة الشمس لا تكفي لتسوق البقعة الحمراء |
Ne kadar ödenirse ödensin, asla yeterli değildir. | Open Subtitles | في النهاية, التضحيات لا تكفي أبدا |
Tek başına büyü yeterli değildir. | Open Subtitles | كلمة واحده لا تكفي ما يقضي عليه هو |
Senin hakkında bir makale "Denver Business Weekly". Guy fazla zamana ihtiyacım vardı. Görünüşe 5000 kelime Tüm bu almak için yeterli değildir. | Open Subtitles | الرجل احتاج المزيد من الوقت, على ما يبدو 5000 كلمة ليست كافية للتحدث عني |
"Nöroljik işlemler hakkındaki mevcut anlayışımız bu işlemlerin etkin bir şekilde manipüle edilebileceği sistemi yaratmak için yeterli değildir." | Open Subtitles | فهمنا الحالي للعملية اللغوية العصبية ليست كافية لتصميم نظام من خلاله يمكن التلاعب بشكل مؤثر |
Henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. | Open Subtitles | و لكنك لم تصفق بعد إن جعل الشيء يختفي غير كافي |
Oz Büyücüsü gibi bir filmden öğrendiğimiz burada demistifikasyon mantığını yeterli değildir. | Open Subtitles | ما يمكن أن نتعلمه من فيلم مثل الساحر أوز هو كيف أن منطق إزالة الغموض غير كافي |
Bu yüzden "asla yeterli değildir." diyoruz. | Open Subtitles | "الكفاية المتناهية". أتصل بنا اليوم. |
Tatlım bazen... mutlu olmak yeterli değildir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان.. أن يكون الشخص سعيداً لا يكفي |
Ama merhamet ve karşılıklılık etiğinin insan doğasından kaynaklandığını anlayıp daha sonra bu ikisini olumlamak gerçekten yeterli değildir. | TED | حسنا. لكنني سوف أقوم بمناقشة أنه و بمجرد فهمك الإتجاه الذي بنيت به داخل الطبيعة البشرية، ستدرك أن مجرد التأكيد على الشفقة، والتأكيد على القاعدة الذهبية، ليس كافيا بالفعل. |
Bu mücadelelerde sadece güçlü olmak yeterli değildir. | Open Subtitles | القتال فحسب ليس كافٍ في هذه المعارك. |
Bana göre, sadece yeşil listeden yemek kesinlikle yeterli değildir. | TED | لكن برأيي، ذلك ليس كافياً أن نأكل قائمة خضراء فقط. |