yetişkinlik hayatında her yıl, çiftleşmek için aynı noktaya döndü. | Open Subtitles | كل عام من عمره بعد البلوغ يعود لنفس المكان للتزاوج |
Ancak hiç bir zaman yetişkinlik başlangıcındaki seviyeye kadar uzanmıyor. | TED | ولكن إلى نقطة اللاعودة إلى المستويات التي نراها في المراحل المتقدمة من البلوغ. |
Kadınlarda, yumurtalıkların östrojen salgılar ve yetişkinlik başlar. | TED | في النساء، يشير إفراز هرمون الإستروجين من المبيضين إلى بداية سن البلوغ. |
Bütün yetişkinlik hayatım paketleme tasarımında geçti. | Open Subtitles | حياتي كلها كراشد قضيتها في تصميم العبوات |
İnsanlar artık o kadar çok bilgiyle donatılıyorlar ki her tarzdan o kadar çok şey görüyorlar ki doğal olarak, gerçek yetişkinlik biraz gecikiyor. | Open Subtitles | ربّما يحيط بهم اليوم الكثير من المعلومات الكثير من الثقافات من كلّ نوع ولذلك، سنّ الرشد الحقيق متأخّر |
Kenny yetişkinlik dönemine değin yaşamayı başarmış bir beyaz kaplan. | TED | ولد النمر كيني. و إستطاع الوصول إلى مرحلة البلوغ. |
Tüm yazımı yas tutarak ve çocukluğumun geçmesine izin vererek geçirirken, arkadaşlarım aşık olmuş ve yetişkinlik dönemine girmişler. | Open Subtitles | بينما قضيت صيفي و أنا أنتحب و أودع طفولتي كانت صديقاتي يقعن في الحبو يدخلن مرحلة البلوغ |
yetişkinlik dedikleri şey, ipotekle dolu lise hayatı gibi. | Open Subtitles | إن سن البلوغ, هو تماماً مثل المدرسة الثانوية مع صك الرهن |
yetişkinlik eşiğinde, o zaman, iman ateşi bu karanlık dünyayı aydınlatmak için, büyük bir yangına dönüşmelidir, böylece herkes görebilir: | Open Subtitles | على عتبة البلوغ إذن من المهم لشعلة الإيمان أن تكبر وتتحول لنار كبيرة تنير هذا العالم المظلم بحيث يراها كل أحد |
Neden herkes böyle yetişkinlik simgesi olan şeyler alma ihtiyacı hissediyor? | Open Subtitles | مثل هذه الأشياء، هذه مثل، رموز على مرحلة البلوغ مثل، محضر طعام؟ |
yetişkinlik, hayallerin öldüğü yerdir. | Open Subtitles | البلوغ هو المرحلة التي تنتهي فيها الأحلام. |
Sıradan bir yetişkinlik çok daha iyidir. | Open Subtitles | مرحلة البلوغ منتظم يبدو أفضل بكثير. |
Malum, yetişkinlik aynı zamanda bir maske gibidir. | Open Subtitles | كما تعلم, في الوقت نفسه البلوغ قناع فقط |
yetişkinlik ve nafakalar yakama yapışmadan önce. | Open Subtitles | قبل انقضاء سن البلوغ والنفقة الزوجية |
İşte yetişkinlik bu. | Open Subtitles | هذا هو سن البلوغ |
yetişkinlik buydu belki de. | Open Subtitles | ربما كان البلوغ |
Evet, yetişkinlik 30'larda başlar neslinin üyesi onlar. | Open Subtitles | "إنهما جزء من جيل "البلوغ يبدأ في الـ30 |
Klanın oğulları yetişkinlik yaşınıza geldiniz. | Open Subtitles | يا أبناء العشيرة! لقد بلغتم سنّ الرشد. |