Sabahları çantayı toplamaya hiç vakit olmuyor. Trene yetişmek için koşmam gerekir. | Open Subtitles | لا يوجد وقت لحزم الحقيبة في الصباح يجب أن أسرع للحاق بالقطار |
Çalışanlar da birazdan... 9:31'deki Syosset'e yetişmek için giderler. | Open Subtitles | وسيقوم كبار رجال الأعمال بالمغادرة قريبا للحاق بموعد 09: |
Tamam,Tamam, sana yetişmek için çok yaşlı olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | حسنا، حسنا .. عرف أنني عجـوز جدًا لمجاراة خطواتك |
- Altı uçağına yetişmek için mi? | Open Subtitles | -لما أرهق نفسي لألحق بطائرة الساعة السادسة؟ |
Trene yetişmek için acelen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو كل ما نريده منك يا (جورج) أعرفك أنك متحمس لتحقق شيئاً |
11'e kadar bekledi. Daha sonra trene yetişmek için çıktı. | Open Subtitles | لقد بقي حتى الحادية عشرة ثم انصرف ليلحق بقطاره ، لقد كان مسافراً إلى باريس |
İki saattir hareket etmeyen bir otobüse yetişmek için koşan kadın ya da dövizle soda almaya çalışan güvenlik görevlisine ne demeli? | Open Subtitles | أو تلك السيّدة الني كانت تركض لتلحق بالحافلة التي لم تغادر لساعتين. أو الحارس الأمني الذي هناك يشتري صودا بعملات أجنبية. |
Çünkü 20:10 otobüsüne yetişmek için 20:03'te çıkmam lazım. | Open Subtitles | لأنه يجب أن أغادر الساعة 8: 03 للحاق بحافلة الساعة 8: |
Yakınlarda yiyecek olduğunu sezmiş, ona yetişmek için hızla ilerliyorlar. | Open Subtitles | أحسّوا هناك غذاء حول، وهم يَتسابقونَ للحاق به. |
Peki o zaman, bize yetişmek için biraz daha çabalaman gerekecek. | Open Subtitles | حسنا، يبدو أنه عليك أن تدرس قليلا للحاق بنا |
Trene yetişmek için acele ettiğimizi biliyorum. | Open Subtitles | أتذكر أننا اضطررنا للإستعجال للحاق بالقطار |
Selam. Sinemaya yetişmek için hâlâ vaktimiz var mı? | Open Subtitles | أهلاً، هل لدينا الوقت للحاق بالفيلم؟ |
- Ona yetişmek için acele ediyorlardı. | Open Subtitles | -لقد كانتا مسرعتين للحاق به -هل قالوا شيئاً ما عن حفل ؟ |
O kahrolası mega kiliseye yetişmek için bir şeyler yapmamız lâzım. | Open Subtitles | علينا أن نتصرّف لمجاراة تلك الأبرشية المزعجة. |
"Boardwalk Empire'a" yetişmek için işten erkenden sıvıştım. | Open Subtitles | "Boardwalk Empire" لقد تسللت من العمل باكراً لألحق مسلسل |
Sana yetişmek için biraz vakit ver sadece. | Open Subtitles | أمهلني لحظة لألحق بك |
Otobüse yetişmek için hazırlanmam gerek benim. | Open Subtitles | سوف اذهب لأستعد لألحق الحافلة |
Bu kadar. Trene yetişmek için acelen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو كل ما نريده منك يا (جورج) أعرفك أنك متحمس لتحقق شيئاً |
Chandler golf maçına yetişmek için acele ediyordu bu hatasını ya farketmedi, ya da böyle görünmesini istedi. | Open Subtitles | إما أن تشالندر كان مستعجلا ليلحق بمبارة الغولف ولم يلاحظ سوء التصرف هذا ؟ أو أنه أراد أن يبدو الأمر هكذا |
Trene yetişmek için arabaya bindi. | Open Subtitles | فقد غادرت لتلحق القطار |