"yetişmiyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • ينمو
        
    • تنمو
        
    • تنموا
        
    • النموّ
        
    • لا ينبت
        
    Duvarlar 30 metre..." "...duvarların dışında hiç bir şey yetişmiyor,..." Open Subtitles الجدران ترتفع لمائة قدم لم يعد شيئاً ينمو في الخارج
    Burada sarmaşıkla ısırgandan başka bir şey yetişmiyor. Open Subtitles لا ينمو شيئاً هنا عدا اللبلاب ونباتات القراص
    Tabi, altın, portakal gibi ağaçta yetişmiyor. Open Subtitles على الرغم من أن الذهب لا ينمو على الأشجار كالبرتقال
    Ama ağaçlar ikiye dörtlük ya da 8, 10, 12lik boyutlarında yetişmiyor TED حسنا ولكن الأشجار لا تنمو بمقاس 2 بوصة فى 4 بوصات بطول 8، 10و 12 قدم.
    Ne ekersen ek, yabani ottan başka bir şey yetişmiyor. Kuzeyde olduğuna nereden karar verdiniz? Open Subtitles نزرع نباتات فلا تنمو إلاّ الحشائش الضارّة ما يحملك على الاعتقاد أنّه مرتفع؟
    - Güle güle, baba. - Onlar ağaçta yetişmiyor ya. Open Subtitles الى اللقاء يا أبي - إنها لا تنموا على الأشجار -
    Ama koka bitkisi Meksika'da yetişmiyor. Open Subtitles لكن نبتة الكوكايين لا يمكنها النموّ في المكسيك.
    Sokak arabalarla dolu, nefes alacak hava kalmadı artık çim bitmiyor, bahçede havuç yetişmiyor. Open Subtitles ليس هناك نفس من الهواء النقي في المنطقة المجاورة العشب لم يعد ينمو لا يمكنكي أن تزرعي جزرة في الساحة الخلفية
    hiç yoktu. çölde yetişmiyor. Open Subtitles ليس لديهم أيٍ منه، إنه لا ينمو في الصحراء
    Onlarda da hiç yokmuş. Çölde yetişmiyor mâlum. Open Subtitles ليس لديهم أيٍ منه، إنه لا ينمو في الصحراء
    Cabernet gibi her koşulda yetişmiyor ve her yerde, ihmal edilse bile büyümüyor. Open Subtitles ينضج باكراً ، ليس نوع مناضل كالكامرونيه الذي ينمو في أي مكان و يكبر حتى لو كان مهملاً
    Keçi, keçi çiftliğimiz var. Söyledim, orada yabani otlardan başka bir şey yetişmiyor. Open Subtitles ماعز، إنّها مزرعة ماعز أخبرتك، لا شيء ينمو سوى الحشيش
    Milyonlarca sığırın çiğnediği, bu uçsuz bucaksız topraklarda, tek bir çimen bile yetişmiyor. Open Subtitles صانعة اللحومات الواسعة داسة على جميع هذه الحيوانات ليس هناك عشب ينمو بشكل كاف
    Bu iyi bir şey çünkü, insanların inandıklarının aksine mısır kendi kendine yetişmiyor. Open Subtitles إنه أمر جيد فكما يقول الناس ليس فقط القمح الذي ينمو
    Diyorum sana. Hiçbir şey yaşamıyor. Hiçbir şey yetişmiyor. Open Subtitles المكان قاحل هنا يا رجل، صدقني، لا شيء يعيش أو ينمو هنا.
    Her ne kadar çok uğraşsam da, burada hiçbir şey yetişmiyor. Çürüyorlar. Open Subtitles رغم نواياي الصادقة إلّا أنّه لا شيء ينمو هنا وإنّما يفسد
    Arazi genelde kayalık olduğu için bu tepelerde mısır yetişmiyor. Open Subtitles لا تنمو الحبوب بالتلال هنا، فمعظمها صخور
    Annem ve babam da "Bunlar ağaçta yetişmiyor." derlerdi. Open Subtitles ابي وامي يقولون هاته الاشياء لا تنمو على الاشجار
    Sahip olduğun güzel oyuncaklar ağaçlarda yetişmiyor. Open Subtitles كل تلك الالعاب التي تملكينها لا تنمو على الاشجار
    - Böyle bir moda ağaçta yetişmiyor. Open Subtitles لوكاله التحقيق أزياء مثل هذه لا تنمو على الأشجار
    Yüksek frekans uyumlu jeneratörler ağaçta yetişmiyor, Clarke. Open Subtitles مولدات الرنين العالية التردد لا تنموا على الأشجار , يا (كلارك).
    Ama koka bitkisi Meksika'da yetişmiyor. Open Subtitles لكن نبتة الكوكايين لا يمكنها النموّ في المكسيك. {\pos(192,230)}
    "Para ağaçta yetişmiyor", Open Subtitles وأن المال لا ينبت على الشجر وكانت هذه الكبرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more