"yetiştim" - Translation from Turkish to Arabic

    • لحقت
        
    • نشأت
        
    • تربيت
        
    • ترعرعت
        
    • ولحقت
        
    • وصلت إلى هنا قبل
        
    Peşlerinden gitmeye devam ettim ve sonunda yetiştim. Open Subtitles لذا إستمررت راكضاً بعدها وأخيراً أنا لحقت بهم
    Aslında o programın matinesine yetiştim. Kesinlikle aile için değil. Open Subtitles نعم, لقد لحقت هضا العرض لكنه ليس مناسب لكل أفراد الأسره
    Ben Kanada'da küçük bir köyde yetiştim, ve bir teşhisi konmamış bir dyslexic'im (okuma ve yazma zorluğu çeken insanlar için kullanılan bir terim). TED لقد نشأت في قرية صغيرة في كندا، وتم تشخيصي بمرض صعوبة التعلّم.
    1950'lerde Amerika'da beyaz, laik ve orta bir sınıfta yetiştim. TED لقد نشأت أبيض البشرة علمانيا من الطبقة المتوسطة خلال فترة الخمسينيات بأمريكا.
    Zorlu bir mahallede yetiştim. Evde çok fazla vakit geçirdim. Open Subtitles لقد تربيت في حي قاسِ وقضيت الكثير من الوقت بالمنزل
    Küçük bir kasabada yetiştim. Sana şehirli olduğumu düşündüren nedir? Open Subtitles لقد ترعرعت في بلدة صغيرة كيف أبدو لك متمدن ؟
    Sonra üstümü değişip, çıktım. Feribota ancak yetiştim. Open Subtitles ثم استبدلت البدلة وهرعت بالنزول ولحقت بالعبارة بالكاد.
    Sonunda yetiştim. Omaru olduğunu söylemiştin değil mi? Open Subtitles أخيراً لحقت بك , هل قلت أنك اومارو؟
    İki otobüsüne yetiştim. Open Subtitles لقد لحقت حافلة الساعة الثانية
    yetiştim. Open Subtitles لحقت بك. لحقت بك.
    Sonunda büyükbabaya yetiştim. Open Subtitles أخيراً لحقت بالجد
    Evet, son anda yetiştim. Open Subtitles أجل, بالكاد لحقت إليه
    Bakın, ben bunlarla yetiştim: yemek fişleri. TED كما ترى، نشأت على هذا الشيء: طوابع الطعام.
    Biliyorsun, çok meşhur dedemin yanında yetiştim, evde bazı ritüeller vardı. TED كما تعلمون، لقد نشأت مع جد شهير جداً، وكنت هنالك طقوس معينة في بيتي.
    Katı kuralların hakim olduğu bir mahallede yetiştim. TED لقد نشأت في حي تسوده رقابة أمنية شديدة.
    Dindar bir ailede yetiştim ve hem İncil'i hem de Kur'an'ı okuyarak büyüdüm. TED لقد نشأت في عائلةٍ متديّنة، وكبرت وأنا أقرأ كلا من الإنجيل والقرآن.
    Bağımlılıkla dolu bir ailede yetiştim ve bir çocuk olarak, kendi cinsiyetimle uzlaşma mücadelesi verdim. TED كما ترون، لقد تربيت في عائلة مليئة بالإدمان. وكطفل، فقد عانيت كثيراً لفهم ميولي الجنسية.
    Florida'nın kuzeybatısının tozlu yollarında yetiştim ben. Open Subtitles لقد تربيت وترعرعت في الشوارع والازقة الضيقه لمدينة فلوريدا
    Çünkü ben de aynı şekilde yetiştim, ...ve bunun benim kararım olduğunu aklımdan bile geçirmedim. Open Subtitles لأني تربيت على نفس النهج، لذا مطلقًا لم أعتبر هذا قراري.
    Ben böyle yetiştim: Sınırların ötesini görmeye teşvik edilerek. TED هكذا ترعرعت: لقد تم تشجيعي لرؤية ما وراء الحدود.
    Ona burda yetiştim. Open Subtitles ولحقت به هنا
    İyi ki kıyafetlerime dokunmadan yetiştim! Open Subtitles أنتِ محظوظة أنّي وصلت إلى هنا قبل أن تلمسن فساتيني!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more