Kendisi için marihuana yetiştiriyormuş. | Open Subtitles | كانت تزرع مجموعة جميلة من الماريغوانا لنفسها |
Bixton arazisinde genetik olarak üretilmiş mısır yetiştiriyormuş. | Open Subtitles | بيكستن ) كانت تزرع ذرة ) مُهندسة وراثياً على أرضه |
Jeanine fesleğenlerini kendi yetiştiriyormuş. | Open Subtitles | جينين تزرع الريحان بنفسها |
Babası kurabiye yetiştiriyormuş. | Open Subtitles | يزرع أبّاها المفرقعات. |
Birisi burada esrar yetiştiriyormuş. | Open Subtitles | هناكَ من يزرع الحشيش هنا |
Abby, Marihuana mı yetiştiriyormuş? | Open Subtitles | كانت (آبي) تزرع الماريجوانا؟ |