| Restoranda kullandığımız sebzelerin ve bazı mahsullerin çoğunu kendim yetiştiriyorum. | Open Subtitles | أزرع معظم الأعشاب التي نستخدمها في المطعم، بعضها منتجات أيضاً |
| Biraz pamuk yetiştiriyorum ama fazla arazim veya bir sürü kölem yok. | Open Subtitles | أنا أزرع القطن لكن ليس لدي الكثير من الأرض أو العبيد |
| Lan beş tane çocuk yetiştiriyorum ama geçen haftaki bölümü kaçırmadım. | Open Subtitles | تبا , أربي خمس أطفال ولم أفوت شيئا من الأسبوع الماضي |
| Bu yüzden ben kendi yiyeceğimi kendim yetiştiriyorum | Open Subtitles | ولهذا, حتى لا يضطر قسمه دفع التكاليف لهذا السبب أنا ازرع طعامي |
| Çayı kendim yetiştiriyorum, acı gelirse kusura bakmayın. | Open Subtitles | لقد زرعت الشاي بنفسي، قد يكون مرّا |
| 13 yaşında bir kız yetiştiriyorum işin içinde stres tabii ki var. | Open Subtitles | أنا أربّي فتاةً في الثالثة عشرة لذا فالشدّة جزءٌ من الصفقة |
| Onları kendim yetiştiriyorum. | Open Subtitles | أنا أزرعها بنفسي |
| Sen aşk yaşamakla meşgulken ben kızını yetiştiriyorum. | Open Subtitles | لأنك أثناء إنشغالك بالحب أنا أقوم بتربية إبنته |
| Yani iki geleceğin kadınını yetiştiriyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا اربي امرأتين مستقبليتين انت تعلمين؟ |
| Yeni çay tatları için burada kamelya yetiştiriyorum. | Open Subtitles | هنا حيث أزرع أزهاري الكميليا لإختبر أنواع جديدة من الشاي |
| Bazı şeyleri onarıyorum. Ve kendi yiyeceğimi yetiştiriyorum. | Open Subtitles | أصلح أشيائي الخاصّة أزرع غذائي الخاصّ |
| Bu bebekleri çatıda yetiştiriyorum. | Open Subtitles | "أمتأكد من أنك تريد إنهاء المحادثة؟" أتدرين، أزرع هذه الزهور فوق السطح. |
| Malzeme derken sebze yetiştiriyorum, onlar satışını yapıyor. | Open Subtitles | . أعني بأنني أزرع الخضر و هم يبيعونها |
| Yani senin yeni dünyanı göreceğim yardım edemediğim bir çocuk yetiştiriyorum. | Open Subtitles | إذن سأري عالمك الجديد و أربي لكي طفلة لا يمكنك مساعدتها |
| Bir de şu var: Bir kız çocuğu yetiştiriyorum ve kendisi biraz 'erkek Fatma'. Bir kızdan böyle bahsedilmesi berbat bir şey tabii. | TED | هذا ليس عادلا لها وليس عادلا لأولادكم وبناتكم أيضا. لكن إليكم الأمر: أنا أربي طفلة صغيرة، وهي مسترجلة بعض الشيء، |
| Temizim. İki çocuk yetiştiriyorum. Bu oldukça sorumsuzca olurdu, değil mi? | Open Subtitles | أنا نظيف، أربي طفلين سيكون استهتاراً مني، صحيح؟ |
| Okyanusta yüzüp bitkilerimi yetiştiriyorum ve kendimi şanslı sayıyorum. Üzgünüm anne. | Open Subtitles | انا اسبح في المحيط, وانا ازرع نباتاتي, وأنا أشعر بأنني محظوظ آسف, امي |
| Kendi eşyalarımı onarıyorum. Kendi yiyeceğimi yetiştiriyorum. | Open Subtitles | اصلح اغراضى و ازرع طعامى الخاص |
| Burada ne yetiştiriyorum demiştin? | Open Subtitles | ماذا قلت أنك زرعت هنا مجدداً؟ |
| (Gülüşmeler) Aynı zamanda, avlarını cezbetmek için etimsi kokular yayma kabiliyetleri için bir takım etçil bitkiler yetiştiriyorum, bunu, benim bakterilerimle bu organizmalar arasında bir çeşit ortak yaşam ilişkisi kurma teşebbüsümde yapıyorum. | TED | (ضحك) في الوقت ذاته، زرعت مجموعة من النباتات المفترسة لقدرتها على نشر روائح آدمية لجذب الفريسة، في محاولة لإيجاد علاقة تكافلية بين البكتريا الخاصة بي وهذا الكائن الحي. |
| Ben... tavşan yetiştiriyorum. | Open Subtitles | أنا.. أربّي أرانب |
| Sağlık sorunlarımdan ötürü ben de yetiştiriyorum. | Open Subtitles | أنا أزرعها لأسباب طبية |
| Ulan 5 çocuk yetiştiriyorum; yine de geçen hafta izledim. Sizin bahaneniz ne? | Open Subtitles | يإلهي، أنا أقوم بتربية 5 أطفال ولم أفوّت حلقة الأسبوع الفائت، ماهو عذركم ؟ |
| Neredeyse 40 senedir çocuk yetiştiriyorum. | Open Subtitles | كنت اربي الاطفال منذ 40 عاماً |