"yetmediği" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يستطيع
        
    • تستطيع تحمل
        
    Yine de, iPhone'un montajlarını yapan bir işçinin iPhone almaya gücünün yetmediği bu sistemin neresi yanlış (!) TED بعد كل شيء، ما هو الخطأ في عالم يكون فيه عامل على خط تجميع اي فون لا يستطيع حتى شراء واحد؟
    İlk olarak, bu binalar nerdeyse boş çünkü insanların birşey satın almaya paraları yetmediği çok büyük mağazaları var. TED أولاً، هذه المباني تقريبا فارغة لأنها تحتوي على محلات تجارية كبيرة جداً حيث لا يستطيع الناس شراء الأشياء.
    Ama dostlar hırs; cebinde 10 lirası olmayan barmenime gücü yetmediği halde 3 tane birden ev aldıran şeydir. Open Subtitles إنه الطمع ما يجعل مقدم الشراب بالحانة يشتري 3 منازل لا يستطيع تحمل نفقاتهم وليس لديه الأموال بيده
    Paranın yetmediği birşeyi nasıl alabilirsin? TED كيف يمكنك الحصول على شيء لا تستطيع تحمل ثمنه؟
    Ama bayan hastalarının, ödemeye güçlerinin yetmediği durumlarda, aileleri, bu kadınları Jura'ya tıbbi tedavinin karşılığı olarak verdiler. TED لكن أحياناً عندما تكون مرضاه من الأنثى ولا تستطيع تحمل قيمة خدماته، فإن أقاربهن يقومون بمنح تلك المرأة لــ "جورا" مقابل المعالجة الطبية.
    Bilgisayar kulübünün parası, günümüz cihazlarını almaya yetmediği için 20 saatlik çalışmam heba oldu. Open Subtitles فقدت 20 ساعة من العمل لأنه نادي الكمبيوتر لا يستطيع توفير اجهزة جديدة من هذا العصر
    Benim ödüllü araştırmacı gazetecim çöpte yaşayan insanlar gibi giyiniyor ve ve sanırım traş bıçağına parası yetmediği için benden zam almayı umut ediyor. Open Subtitles لعل هذه الفضيحة سقطت من السماء أظن أنه يبحث عن علاوة لأنه لا يستطيع تحمل الفصل من العمل
    Ama, HIV tedavisine para ödediği ve şüphesiz, ikisine birden gücü yetmediği için kirasını ödemiyordu. TED لكنه لم يدفع ايجاره ,بالطبع, لأنه كان يغطي تكاليف الادوية لمرض الايدز الذي لديه فهو لا يستطيع ان يتحمل تكاليف الاثنين معا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more