Kendi Yiyeceğini yetiştirmek kendi paranı basmaya benzer. | TED | بزرع طعامك بنفسك كأنه طباعة مالك بنفسك. |
Senin Yiyeceğini yutmadan önce 20 kere çiğnemen gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أدري أنه يفترض أن تلوك طعامك عشرون مرة قبل أن تبلعه |
Yol hayatı oldukça zor bir hayattır nerede uyuyacağını, yemekte ne Yiyeceğini bilmemen. | Open Subtitles | الحياة شاقة على الطريق حيث لا تعرف أين ستنام وماذا ستأكل |
"Kendi Yiyeceğini avlama yetisi kazanmış olsa da konuşamıyor, sadece hırıltılar çıkarıyordu. " | Open Subtitles | على الرغم من أنه يصطاد طعامه بنفسه ولكنه لا يتحدث |
Onun çöpün yanında Yiyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدى بانة سيأكل بصناديق النفايات؟ |
Bu durumda mürettebatla yemek Yiyeceğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أيضاً، إذا حدث ذلك ستأكلين عشائك مع الطاقم |
Sadece ne Yiyeceğini seçmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك فقط أن تختار ما الذي ستأكله. |
Dün gece Yiyeceğini paylaşmana karşılık olarak, sana kahvaltı hazırladım. | Open Subtitles | منذ أن شاركتيني طعامك اليله الماضية لكي فقط نتعادل جهزت لك الفطور |
Neden toplanıp Yiyeceğini başka bir yerde yemiyorsun? | Open Subtitles | لذا فلمَ لا تحزم أغراضك وتتناول طعامك بمكان آخر؟ |
-Senin Yiyeceğini bitirmek istemeyiz. -Sorun değil. | Open Subtitles | لا نريد ان نستهلك كل طعامك لا مشكلة |
Çok sessiz olacağını ve sadece kırıntı Yiyeceğini söylüyor... | Open Subtitles | هي قالت سوف تكون هادئة جدا و ستأكل فتات الطعام فقط |
Ailemin ne Yiyeceğini biliyorum ve bir şeyler satın alırken bunu göz önünde bulundurmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أعلم ماذا ستأكل عائلتي وأحاول وضع هذا بعين الإعتبار عندما أشتري الأشياء |
Biliyorum. Ama bana sadece çiğ tavuk ve sığır eti Yiyeceğini söyledi. | Open Subtitles | أعلم، لكنها أخبرتني أنها كانت ستأكل فقط الدجاج واللحم النيئ |
Uzlaşalım. Herkes kendi Yiyeceğini alsın işte. | Open Subtitles | دعونا نضع حلاً وسطاً ، ليحصل كل واحد منا علي طعامه الخاص |
Kendi Yiyeceğini buluyor. | Open Subtitles | إنه يحصل على طعامه وكل حاجاته لوحده |
Sonra da, yine tırnak içinde; "sizin kıçınızı ve oğlunun kıçını midesi kıçla dolana kadar Yiyeceğini" söylemiş. | Open Subtitles | ومن بعدها سيقوم بـ،وأنا أقتبس منه، "سيأكل مؤخرتك ومؤخره ابنه" "في الغرفة العفنة حتي تمتلئ معدته" |
Herkesin bu akşam da Raj'da Yiyeceğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن الجميع سيأكل بشقة (راج) مرة أخرى الليلة |
Ne Yiyeceğini düşünerek malzemelere bakıyorsun. | Open Subtitles | تنظرين لجميع الأغراض، تُفكّرين فيما ستأكلين. |
Yiyeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنك ستأكله. |
Kalp krizi falan geçirirsen seni Yiyeceğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم إنك إن عانيت جلطةً دماغية , أنها ستأكلك ؟ |
Vay canına. Bir saniye için beni gerçekten Yiyeceğini sandım. | Open Subtitles | للحظة ظننت أنك ستأكلني |
"Ve canavarın orospuyu Yiyeceğini gördüm", Peaches, | Open Subtitles | "وأنا رَأيتُ الوحشَ سَيَأْكلُ العاهرةَ "، بيتشس، |
Yani kıyafetlerini, Yiyeceğini, yemeğini kendi seçsin, kendi kararlarını kendi mi versin diyorsun? | Open Subtitles | تقصدي ان اتركها تختار غذائها الخاص و ملابسها الخاصه و تتخذ قراراتها الخاصه |
Hiç de tatlı yaşlı değil. Bir an beni Yiyeceğini sandım. | Open Subtitles | ليس عجوزاً طيباً اعتقدت أنه كان سيأكلني على الغداء |