Gecelerini, güvenli oyuklarda geçirip sabah yiyecek aramak için yola koyulurlar. | Open Subtitles | يقضون لياليهم في الكهوف الآمنة يخرجون كلّ صباح للبحث عن الطعام |
Yazdığına göre tayfa karanın iç kısımlarına su ve yiyecek aramak için girmeyi reddetmiş. | Open Subtitles | يقول أن الطاقم قد رفض النزول إلى اليابس للبحث عن الطعام والمياة العذبة |
Dişiler bakıma muhtaç yavruları yüzünden karadayken, erkekler yiyecek aramak için denize açılabilir. | Open Subtitles | بينما تظل الإنثى على الأرض مع جرائها الغير مستقلين... فإن الذكر يمكن أن يلجأ للبحر للبحث عن الطعام... |
Yangxian yakınlarındaki bu köyde, her sabah bir grup ibikli turna yiyecek aramak için yuvalarından ayrılırlar. | Open Subtitles | كل صباح قطيع أبو منجل المتوج تترك مجثمهم، قرب قرية يانق اكسين، في البحث عن الغذاء. |
Ama en azından değerli enerjisini yiyecek aramak için boşa harcamıyor. | Open Subtitles | لكن على الأقل انه لا لا يهدر الطاقة الثمينة في البحث عن الغذاء |
O yiyecek aramak için dışarı çıktı. | Open Subtitles | خرج للبحث عن الطعام. |