| Hayır. Hepiniz bizim gibi fakir olacaksınız. Kutuda gelen mısır gevreği yiyeceksiniz ve kumarhanedeki bedava ıslak mendilleri saklayacaksınız. | Open Subtitles | لا ,ستصبحون جميعا فقراء كبقيتنا ,ستأكلون الحبوب المعلبة |
| Ama yaşamak istediğiniz için yiyeceksiniz. | Open Subtitles | ، ولكنكم ستأكلون ، أليس كذلك . لأنكم تودون النجاة |
| Bu yüzden bu gece odanızda yiyeceksiniz. | Open Subtitles | و انتي ستأكلين فى غرفتك الليله |
| Size ne getirdiysem onu yiyeceksiniz, ne söylersem onu yapacaksınız. | Open Subtitles | تأكلون ما أعطيكم، تفعلون ما آمر و إلى حين إشعار آخر |
| Portland'dan malzeme tedarik etmezseniz ne yiyeceksiniz? | Open Subtitles | "إذا لم تدبر المؤن من "بورتلاند ماذا ستأكل ؟ |
| Burada yiyeceğinizi söylediniz ve burada da yiyeceksiniz. | Open Subtitles | لن تذهبا الى أي مكان قلتما أنكما ستأكلان هنا و ستفعلان ذلك |
| Akşam yemeği esnasında öğle yemeği, kahvaltıda da akşam yemeği yiyeceksiniz. | Open Subtitles | سوف تتناولون الغداء في وقت العشاء . والعشاء في وقت الافطار |
| Sen ve Jen Çin yemeği mi yiyeceksiniz? | Open Subtitles | أنت وجين ستتناولون طعاما صينيا ؟ |
| - Çayla ne yiyeceksiniz öğretmenim? | Open Subtitles | ماذا ستتناولين للغداء، سيدتي؟ |
| Çünkü hepiniz sebzelerinizi yiyeceksiniz, kuzenim hakkındaki uzun hikayeyi dinleyeceksiniz ve çarşaflarda bana yardım edeceksiniz. | Open Subtitles | ،لأنكم كلكم ستأكلون خضرواتكم تستمعون إلى قصصٍ طويلة عن أقاربي وتساعدونني في ثني الورق |
| Ne yiyeceksiniz? | Open Subtitles | لذا, ماذا ستأكلون أيها الرفاق ؟ |
| Haydi bakalım, haydi. Parmaklarınızı yiyeceksiniz. | Open Subtitles | ساعدوا أنفسكم، ستأكلون أصابعكم وراءه. |
| Bunların hepsini siz mi yiyeceksiniz? | Open Subtitles | اتقولون انكم الاربعه ستأكلون كل هذا؟ |
| Piyanoyu mu yiyeceksiniz? | Open Subtitles | هل ستأكلين البيانو |
| Tek başınıza mı yiyeceksiniz? | Open Subtitles | هل ستأكلين بمفردكِ ؟ |
| Siz aslında tutsaksınız takviye kuvvet gelene kadar ye dediğimizde yiyeceksiniz uyu dediğimizde uyuyacaksınız ne dersek onu yapacaksınız. | Open Subtitles | أنتم سجناء بصورة فعًالة حتى وصول التعزيزات سوف تأكلون عندما نقول لكم |
| Bu akşam tek başınıza ilaçlarınızı alacaksınız ve yemek yiyeceksiniz. | Open Subtitles | سوف تأكلون , وتعودون لغرفكم مباشره |
| İki kere şükran günü yemeği yiyeceksiniz, karnınızı doyurmayın. | Open Subtitles | حسنا، ستأكل وجبتين من "عيد الشكر" اليوم لذا , قوم بتجويع نفسك |
| Anneyle birlikte balık yiyeceksiniz ve bundan hoşlanacaksınız. Anladınız mı? | Open Subtitles | ستأكلان سمك أمكما وستحبّانه هل فهمتما؟ |
| Cuma akşamları, sen ve Rory burada yemek yiyeceksiniz. | Open Subtitles | ليلة الجمعة .. أنتي وروري تتناولون العشاء هنا |
| - Krep mi yiyeceksiniz? - Evet. | Open Subtitles | -هل ستتناولون الفطائرِ؟ |
| Netherby'de yemek mi yiyeceksiniz? | Open Subtitles | ستتناولين العشاء في فندق (نيثيربي)؟ |
| Muhtemelen o kadar çok yiyeceksiniz ki ertesi günü de tatil ilan edeceğiz. | Open Subtitles | وكاحتمال أن تأكلوا كثيرا فلا تكونون أصحاء اليوم التالي فسنجعل ذلك عطلة أيضا |
| Beklediğiniz biri varmı yoksa tekmi yiyeceksiniz? | Open Subtitles | هل سننتظر أحدهم أم أنك ستتعشى لوحدك؟ |