Tüm böcek Yiyenler onu doğruladılar. | Open Subtitles | دعم جميع آكلي الحشرات الآخرين مكان تواجدها؟ |
Onlar et Yiyenler ve et yiyorlar. | Open Subtitles | حسناً, إنهم آكلي لحوم ,ويأكلون اللحم |
Orada bir gün kadar kaldık ama sonra deri Yiyenler geldi. | Open Subtitles | كنّا هناك منذ يوم وظهر آكلي اللحوم. |
Yaprak Yiyenler sadece yavrularının yumurtadan çıkması için duruyorlardı. | Open Subtitles | توقف أكلوا الأوراق عن الرحلة ليفقس صغارهم |
Büyük porsiyon Yiyenler büyük miktarda vergi ödemeli. | Open Subtitles | الناس الذين يأكلون بكمية كبيرة يجب أن يدفعوا ضريبة |
Beni canavara dönüştürdünüz sizi pislik beyin Yiyenler! | Open Subtitles | حولتموني إلى وحش ! يا آكلي الأدمغة البذيئين |
Ölüm Yiyenler, bir yıldan uzun süredir beni saflarına katmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | حسناً ، (آكلي الموت) يُـحاولون تجنيدي منذ ما يُـقارب العام. |
Ölüm Yiyenler, bir yıldan uzun süredir beni saflarına katmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | حسناً ، (آكلي الموت) يُـحاولون تجنيدي منذ ما يُـقارب العام. |
O et Yiyenler bizim gibi değiller. | Open Subtitles | آكلي اللحوم ليسوا مثلنا. |
Orası Lotus Yiyenler mağarasıydı. | Open Subtitles | -ماذا ؟ -كانوا هؤلاء آكلي زهرة اللوتس |
Ölüm Yiyenler bizi bekliyorlardı, pusu kurmuşlardı. | Open Subtitles | لقد كان (آكلي الموت) بانتظارنا، لقد كان فخاً |
"Deri Yiyenler" mi? | Open Subtitles | (آكلي اللحوم)؟ |
Ve tahmin ettiğim gibi, bütün hepsini Yiyenler ölmeye başladı. Çok güzel. | Open Subtitles | والذين أكلوا حتى الشبع على وشك الموت، كما توقعت. |
Ama tek hastalananlar ordu dükkanından aldığımı Yiyenler. | Open Subtitles | لكن الوحيديين الذين يمرضون هم الذي أكلوا ما اشتريته من متجركم. |
Kardeşimin beynini Yiyenler gibi sadece bir ceset. | Open Subtitles | إنه جثة تأكل الأدمغة مثل الذين أكلوا شقيقي |
Babam der ki aşevlerinden Yiyenler sadece hükümetin beslediği berduşlardır. | Open Subtitles | أبي قال ان الفقراء الذين يأكلون في مطابخ الحساء |
Çocuklarını Yiyenler bile var. | Open Subtitles | .حتى هناك بعض البالغين الذين يأكلون الأطفال |