"yoğunlaşıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتكثف
        
    • كثافة
        
    • مركزة على
        
    Sis kaktüsle karşılaştığında, liken yumağında yoğunlaşıyor ve kıymetli suyu hapsediyor. Open Subtitles عندما يصطدم الضباب بالصبَّار، فهو يتكثف على الشعر الحزاز، والذي يُمسك بالماء الثمين
    Birkaç küçük ve nadide damlacığa yoğunlaşıyor. Open Subtitles إنه يتكثف في عدد قليل من قطرات الماء الثمينة
    Elimizdeki maddelerden biri bunu yapabilir. Çok önemli bir madde, karbon, Bu inanılmaz güzellikteki reaksiyonda şeklini değiştirdi, Burada grafit buharla patlatılıyor, sonra buharlaşmış karbon yoğunlaşıyor, ama yoğunlaştığında farklı bir şekil alıyor: bükülmüş kümes teli. TED أحد المواد التي يمكنها القيام بهذا هي مادة استثنائية، الكربون، والتي غيرت شكلها في هذا التفاعل الغاية في الجمال حيث يفجر الغرافيت بالبخار، وحين يتكثف الكربون المبخر، يتكثف في شكل مختلف: السياج المتشابك ملتف.
    Sis, gitgide yoğunlaşıyor. Evin ön cephesini zar zor görebiliyorum. Open Subtitles لقد ازدادت السحب كثافة هنا وبصعوبة يمكننى رؤية المنزل
    Giderek daha da yoğunlaşıyor ve bir sürü insan da buna dahil olmuş durumda. Open Subtitles انه فقط يصبح أكثر و أكثر كثافة, وهنالك الكثير من الناس انخرطوا في الأمر الان
    Bu enerjinin çoğu iki kartelde mi yoğunlaşıyor? Open Subtitles وأغلب تلك الطاقة تكون مركزة على إثنان من الإحتكارين؟
    Havadaki nem yoğunlaşıyor. Open Subtitles بخار الماء في الهواء يتكثف
    Buz yoğunlaşıyor. Open Subtitles الجليد يتكثف
    Nathalie, gittikçe yoğunlaşıyor. Open Subtitles ناثالي،الضباب بدأ يزداد كثافة. تعالي للداخل.
    Ben iyiyim. Nathalie, gittikçe yoğunlaşıyor. Open Subtitles ناثالي، الضباب يزداد كثافة.
    Bu enerjinin çoğu iki kartelde mi yoğunlaşıyor? Open Subtitles وأغلب تلك الطاقة تكون مركزة على إثنان من الإحتكارين؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more