"yoğunlaştırılmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • مكثفة
        
    • مركزة
        
    • المكثف
        
    Böylece kendime, çözüm olarak yoğunlaştırılmış dünya çapında okuma kursu getirdim. TED لذلك، قرّرت أن أفرض على نفسي دورة مكثفة للقراءة العالمية.
    Sıkıştırılmış ve yoğunlaştırılmış mikrodalga ışını. Open Subtitles مكونة من حزمة أشعة مكثفة ومركزة للموجات الصغرية.
    Göz fizyolojisi için yoğunlaştırılmış kurs almam lazım. Open Subtitles أحتاج الى دراسة مكثفة حول فيسيولوجية العين.
    Sana son derece yoğunlaştırılmış sodyum penthatol verdim. Open Subtitles انت حقنت بجرعة صوديوم بينتوثال مركزة جدا.
    Sana son derece yoğunlaştırılmış sodyum penthatol verdim. Open Subtitles انت حقنت بجرعة صوديوم بينتوثال مركزة جدا.
    Amata'da dört gün geçirdikten sonra, vücuduma olan şeyin burada olmuş olan vakanın ve diğer pek çok ülkedeki yerli halkın başına gelenlerin belki de yoğunlaştırılmış bir hali olduğunu fark ettim. Open Subtitles بعد قضاء اربعة ايام في أماتا بدأت أشعر بما يحدث بجسمي من المحتمل ان تكون نسخة مركزة
    İki haftalık yoğunlaştırılmış Asyalı hocanın dersinde sevdikleriniz 'asla söylememeleri' gereken kelimelere öğrenecek. Open Subtitles في فصلنا الأسيوي لأسبوعين المكثف احبائكم سيتعلمون أي كلمات لا تقال ابداً
    Neyse işte o sadece biraz sinirli çünkü ben o yaz için yoğunlaştırılmış sahte duruşma şeyine gitmedim. Open Subtitles أيا يكن ، إنها كانت غاضبة فقط لأاني لم أحضر برنامج المحاكمة الوهمية المكثف في الصيف
    Çocuk aşırı dozda yoğunlaştırılmış hormona maruz kaldı. Open Subtitles الفتى تلقى جرعة ضخمة من هرمونات مكثفة...
    yoğunlaştırılmış Kitty Walker kursu alacağım. Open Subtitles و سآخذ حصة تعليمية مكثفة عن (كيتي والكر)
    Bu yüzden onları yoğunlaştırılmış bir kursla eğitelim. Open Subtitles لذا نحن سنعطيهم دورة مكثفة.
    Evet, peki yoğunlaştırılmış Arapça ve Morrissey. Open Subtitles لغة عربية مكثفة (و (مورسي
    Menteşelerini yoğunlaştırılmış ışık ışınıyla vurarak. Open Subtitles عن طريق ضرب مفاصلها ببارقة مركزة من الضوء!
    Bizler, temiz teknolojide, özellikle de yenilenebilir enerji teknolojilerinde, şu an şehrin tamamının elektrik ihtiyacını karşılayacak kapasiteye sahip yoğunlaştırılmış güneş enerjili elektrik santrallerini inşa ettiğimiz süreçte fiyatların düştüğünü ve kapasitenin arttığını görmeye başladık. Taşınabilirlik ve akıllı binalar konusunda neler yaptığımızdan bahsetmiyorum bile. TED لقد بدأنا نرى التكنولوجيات النظيفة، و خاصة تكنولوجيا الطاقة المتجددة، التي بدأت أسعارها بالانخفاض و سعاتها في الازدياد، إلى درجة إننا نبني اليوم مشاريع طاقة شمسية مركزة لها سعات تكفي لتزويد مدن كاملة بالطاقة، ناهيكم عن حقيقة أننا نعمل على الحركة و المباني الذكية.
    Eğer gerçekten bu işçilere yardım etmek istiyorsanız bu okullarda verilen ufak , yoğunlaştırılmış ve faydalı kursları siz de açın ve göreceksiniz ki işçileriniz hayatlarına devam edicekler ve bir gün belki de umarım ki Apple içinde daha yüksek yerlere gelecekler ve siz bu işçilerin sosyal hareketliliklerine ve kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunabilirsiniz. TED لذا، إذا كنت تريد حقا أن تساعد هؤلاء العمال، تبدأ فصول، مركزة جدا، صغيرة في هذه المدارس، وما سيحدث هو، جميع العاملين لديك سيمضون قدما، ولكن نأمل أنهم سوف ينتقلون إلى وظائف أعلى داخل أبل، وأنت تساعد على حراكهم الاجتماعي وعلى تحسين ذواتهم .
    - yoğunlaştırılmış Troll kokusu. Open Subtitles - رائحة قزم مركزة.
    Şu an uçurduğumuz aracımızın diğer elementlerinden biri yoğunlaştırılmış likit oksijen ve roket petrolü kullanmamız, yani aşırı soğuk ve araç içine daha fazla itici yüklemenizi sağlıyor. TED أحد العناصر الأخرى للمركبة التي تحلق الآن هي أننا نستخدم بالفعل الأكسجين السائل المكثف ووقود الصواريخ المكثف، لذا يكون بارداً للغاية، ويسمح بشحن المزيد من الدافعات في المركبة.
    Soğutucumuz olsaydı yoğunlaştırılmış sıvı daha çabuk soğurdu. Open Subtitles -حسنٌ، لو كان لدينا حجرة تجميد ... السائل المكثف كان سيبرد بشكل أسرع، لأنّه بالطبع...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more