"yoğunluğunun" - Translation from Turkish to Arabic

    • كثافة
        
    Görme yetisi olan gök bilimciler, ışık yoğunluğunun zamanla nasıl değiştiğini yorumlamak için, buna benzer bir grafiğe ihtiyaç duyarlar. TED يعتمد علماء الفلك الذين يمكنهم الإبصار على هذا النوع من التبيانات لتفسير كيفية تغير كثافة الضوء هذه مع مرور الزمن.
    Tam aksine, karalama yapmak, tam da bilgi yoğunluğunun ve ve o bilgiyi alma ihtiyacının çok yüksek olduğu o durumlarda kullanılması için teşvik edilmeli. TED بل على العكس من ذلك ، ينبغي التشجيع على الخربشة في تلكم الأماكن حيث كثافة المعلومات عالية جدا وضرورة معالجة تلك المعلومات تكون عالية أيضاً
    Şehir coğrafyacıları ve nüfus bilimcileri şiddet oranını şehrin büyüklüğü ya da yoğunluğunun belirlemediğini söylüyorlar. TED إذًا الجغرافيون الحضريون أو الديمغرافيون، يخبروننا أن ليس بالضرورة حجم أو كثافة المدن هو ما يحدد العنف، لا.
    ve ayrıca yoğunluğunun oldukça düşük olduğunu biliyoruz. TED هذا الكوكب نعرف كثلته وحجمه وله كثافة منخفضة نسبياً
    Çalışmalarımızdaki değişiklerden biri sialik asit olarak isimlendirilen kısmi bir şekerin yoğunluğunun artmasıdır. TED لذا واحد من التغيّرات التي ندرسها هو الزيادة في كثافة سكّر معيّن يسمّى حمض السياليك.
    Çünkü her öğrenci suyun her santimetreküpünde ki yoğunluğunun 1 olduğunu bilir. Open Subtitles لأن كل طفل في المدرسة يعرف أن كثافة الماء هي واحد جرام لكل سنتيمتر مكعب
    Yarın bulut yoğunluğunun artmasıyla beraber nemli bir hava bizi bekliyor. Open Subtitles مع وجود كثافة بالغيوم و رطوبة شديدة لزجة
    İkinci olarak, eğer menopoz öncesi dönemdeyseniz mammografilerinizi adet döngünüzün ilk iki haftasında meme yoğunluğunun nispeten düşük olduğu zamanda çektirmeye çalışın. TED والامر الثاني .. ان لم تنقطع دورة الطمث لديك حاولي ان يكون فحص الماموغراف لديك في اول اسبوعين من دورتك الشهرية لان في ذلك الوقت تنخفض كثافة الثدي
    Onu bir Amerikan hastanesinden çıkar, deniz aşırı, Asya'da bulunan kalabalık bir tesise gönder, gerçekte nasıl kullanıldığını anlatayım. Fototerapinin etkililiği ışık yoğunluğunun bir işlevi. TED أخرجها من المستشفيات الأمريكية، أرسلها إلى ما وراء البحار إلى منشأة مزدحمة في آسيا، هنا كيف تعمل فعلياً. الفعالية في العلاج الضوئي هو دور كثافة الضوء.
    Suyun yoğunluğunun yarısına sahip. TED فكثافته تبلغ نصف كثافة الماء.
    Geçtiğimiz birkaç on yıl içinde, bilgisayar depolama kapasitesindeki ve işlemci gücündeki üstel büyüme, Moore Yasası olarak bilinen bir desen izledi. Yasa 1975'te bilgi yoğunluğunun her iki yılda bir, iki katına çıkacağını öngörmüştü. TED في العقود الماضية، معدل نمو المساحة وقدرة المعالجة الحاسوبية تبعت نمط يسمى بقانون موري. والذي تنبأ في 1975، بإن كثافة المعلومات ستتضاعف كل سنتين.
    Böylelikle, yüzde 82 mutlak azalış sera gazı yoğunluğunun satışa bağlı olarak yüzde 90 azaldığı demek oluyor. TED لذا نستطيع القول أن نسبة 82% فقد كامل تتُرجم إلى 90% فقد في كثافة غازات الدفيئة المتعلقة بشدة بالمبيعات.
    İşaret eksi olmalı, ve g'nin büyüklüğü maddenin yoğunluğunun ortalamasının tanımlanmasını izler, böylece bir tepeden düşerse yere ne sertlikte çarpacağını evren bilimcinin bilmesine imkan tanır Open Subtitles الأشارة ينبغي أن تكون سالبية,ومن ناحية أخرى كمية الجاذبية تتبع على من حزم معنى كثافة المسالة , بهذه الطريقة لن يستطيع خبير علم الكون أن يعرف ما مدى ما سيرتطم به أن وقع من أعلى جرف
    Ancak Dr. Brenna'ın bilim adamı takımı gelişmiş röntgen tekniklerini kullanarak bu parçacıkların yoğunluğunun çevresindeki kemik ile aynı olmadığını buldu. Open Subtitles و من خلال تقنيات الصور الشعاعية الرقمية المتطورة الخاصة بفريق الطبيبة برينان من العلماء اكتشفوا بأن كثافة هذه الشظايا هي ليست نفس كثافة العظم المحيط بها
    Geri kalan enerji yoğunluğunun yaklaşık %27'si karanlık maddeden oluşur. TED أقل من 27% من بقية كثافة الطاقة في الكون مكونة من ما ندعوه بالمادة المظلمة .
    Evrendeki enerji yoğunluğunun kalan %68'i karanlık maddeden daha da gizemli olan karanlık enerjiden oluşur. TED الـ 68% المتبقية من كثافة الطاقة في الكون مكونة من الطاقة المظلمة ، وهو غامض أكثر من المادة المظلمة .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more