"yok çünkü" - Translation from Turkish to Arabic

    • لأنه لا
        
    • لأن لا
        
    • لأن ليس
        
    • لأننا لا
        
    • يهم لأن
        
    • الآن لأنه
        
    Onu rahatlatmak için söyleyebileceğim fazla şey yok çünkü beni rahatlatmak için kimsenin söyleyebileceği fazla şey yok. Open Subtitles لا يوجد شئ يمكنني قوله لها كي يريحها لأنه لا يوجد شخص يمكنه قول شئ ليريحني
    Bu hasta insanlara iyimser inançları yutturuyorsun ki hastaların da dışarıdakilerden farkı yok çünkü senden de hiçbir farkları yok. Open Subtitles تخدع المرضى ..بتلك الأفكار المتفائلة وأن لا فرق بينهم ..وبين الناس خارج المصحة لأنه لا إختلاف بينك وبينهم
    Yardım isteyeceğin kimse yok çünkü göz ucuyla gördüğün bir şeye kimse inanmaz. Open Subtitles لكن لا يمكنكِ إخبار أحد، لأن لا أحد سيصدق الأشياء التي رأيتِها بطرف عينيكِ
    Oğlum dışında kimseye ayıracak vaktim yok. Çünkü pek vakti kalmadı. Open Subtitles ليس لدى وقتُ لأحدٍ غيره، لأن ليس لديه الكثير من الوقت.
    Ama bunun bir önemi yok, çünkü asla birlikte olamayız. Bunu daha önce hiç söylememiştin. Open Subtitles لكن الامر لا يهم, لأننا لا يُمكن أن نكون معاً. لم تقولي هذا من قبل.
    Fakat biliyor musunuz, hiç zararı yok çünkü Mowgli artık o köyü Ve o çılgın kızı hiç görmeyecek. Open Subtitles لكن أتعرف هذا لا يهم لأن موكلي لن يرى تلك القرية.. ِ
    - O artık yok ne onun anne ve baba artık yok çünkü? Open Subtitles ماذا لو لم يعد موجوداً بعد الآن لأنه أمه و أبوه لم يوجدا بعد الآن ؟
    Ama hiç önemi yok, çünkü ne olursa olsun, arkadaşının eski erkek arkadaşıyla takılamazsın, değil mi? Open Subtitles ولكن هذا لا يهم لأنه لا يمكنك عمل أى شىء مع حبيب صديقتك السابق ؟
    Hayır yok; çünkü bu program bir şakadan ibaret olduğu için... Open Subtitles لا، ليس لديكم بالطبع لأنه لا توجد إجابات
    Çünkü gidecek hiçbir yerim yok, çünkü beni affetmeyeceksin. Open Subtitles لأنه لا يوجد أي مكان آخر لي لأذهب إليه لأنك لن تسامحيني
    Ne bok yersen ye sen vazgeçecek hiçbir şeyim yok çünkü. Open Subtitles يمكنك أن تفعل ما يحلو لك لأنه لا يوجد لدّي ما أستسلم من أجله
    Kendi hakkımda söyleyecek bir şey yok çünkü beni benden başka tanıyan yok. Open Subtitles لا يوجد لدي شيء أقوله عن نفسي لأن لا أحد يعرفني سواي
    Bir kadın herhangi bir izin olmadan psikiyatrik koğuşa atılıyor, öyle bir izin yok çünkü. Open Subtitles امرأة يتم الإلقاء بها بملجأ المجانين دون مذكرة لأن لا وجود لمذكرة
    Hiçbirinin önemi yok çünkü kimse ne olduğunu bilmiyor Open Subtitles أن كل ما قال لا يمثل أهمية لأن لا أحد فهم ما كان يتحدث عنه
    Ama şimdi konuşuyor ve dediği hiçbir şey anlaşılmıyor, dişleri yok çünkü! Open Subtitles لأنه يحاول التكلم الآن ولكني لا أفهمه الآن لأن ليس لديه أسنان.
    Şimdi bunun için zamanımız yok çünkü, ama... Open Subtitles ليس الآن، لأن ليس لدينا متسع منالوقت،لكن..
    Numuneye ihtiyacınız yok, çünkü bir dava açılmayacak. Open Subtitles أنت لَسْتَ بِحاجةٍ إلى a عيّنة، لأن ليس هناك يَذْهبُ لِكي يَكُونَ a محاكمة.
    Sorularının şu an hiçbir önemi yok çünkü sorular için zamanımız yok. Open Subtitles اسئلتك لن تهم في الوقت الحالي لأننا لا نملك وقتاً للاسئلة
    - Ona ihtiyacımız yok çünkü. - Evet, doğru. Open Subtitles لأننا لا نجتاج إليه أجل ، هو محق
    Herhangi bir organları yok çünkü Aslında biz "her yerde almak" değildir. Open Subtitles "في الحقيقة ، نحن لن "نصل إلى أي مكان لأننا لا نمتلك أجساداً
    Fakat bunun bir önemi yok çünkü öyle küçük bir yıldızın ışığı gözlerini geçerek yolculuğuna devam eder. Open Subtitles و لكن هذا لا يهم لأن الضوء الذي يخرج من النجم الصغير يقطع مسافة ليصل إلى عينيك
    Pardon, Koç benim üzerinde hiçbir etkin yok çünkü yitirecek hiçbir şeyim kalmadı. Open Subtitles آسفة ، أيتها المدربة ولكنك لا تملكين السلطة علي بعد الآن لأنه ليس لدي شيء آخر أخسره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more