"yok hayır" - Translation from Turkish to Arabic

    • ‫ لا
        
    Bak, hiç kimsenin senden haberi yok. Hayır, birileri beni biliyor. Open Subtitles ـ أسمعي، لا أحد يعرف بشأنّكِ ـ كلا، ثمة أحد يعرفني
    Yok, hayır. Bak, işte bir tiyatro mu ne vardı... Open Subtitles لا , اسمعوا هي كان لديها تلك المسرحية , و
    Yok, hayır, ben onların hediyelerini alırken onlarda benimkileri alıyordu Open Subtitles أوه، لا. أنا كُنْتُ آخذُ هداياهم، لَكنَّهم كَانوا يَأْخذونَ لغمَ.
    Sıkı çalışmalarıyla, güçlü hırslarıyla ya da gerçek nitelikleriyle alâkası yok, hayır. Open Subtitles و ليس لها علاقة بالعمل الجاد، الطموح القوي أو المؤهلات المناسبة، لا
    Yok hayır, olamaz zina yapmak böyle bir adamın işi olamaz. Open Subtitles ، لا ، لا يمكن ذلك . النوم معكِ لن يكون لعبته
    Harika. Yok, hayır, bu kolay bir iş değildi. Ama temeli sağlamdı. Open Subtitles لا ، لن يكون هذا عملاً سهلاً لكن الأساسات كانت متينة
    Hayatım hakkında bir şey bilmiyorsun. Hiçbir fikrin yok. Hayır, bilmiyorum. Open Subtitles لا تعرف أي شيء بشأن حياتي ليس لديك أي فكره
    Sapıklık yok. Hayır, hayır. Seni kukla falan yapacak değilim. Open Subtitles لا, لا, أنا لا أنوى أن أستغلك كدمية أو شىء كهذا
    Yok, hayır. Buster üzerinde son testleri yapıyorduk. Open Subtitles اه , لا تماما لا , فقط كنا للتو نجري اختبارات على باستر
    Çok açık olması yüzünden değil, zira bununla ilgili sorunum yok. Hayır, ben senin sağlığın açısından kaygılıyım. Open Subtitles ليس لأنه فاضح، إذ لا مشكلة لديّ لا، ولكنني قلق بشأن صحتك
    Bunun benim virüsümle alakalı olmasına imkan yok. Hayır... Open Subtitles لايوجد مجال أن فيروسي له علاقة بكل مايحدث , لا
    Son zamanlarda yok, hayır. Neydi? Open Subtitles ليس مؤخراً، لا ذكّريني، ما هذا مجدّداً ؟
    MR'da menenjit olduğuna dair bulgu yok. Hayır, yok. Open Subtitles لا يوجد دليل على التهاب السحايا بصورة الرنين المغناطيسي
    Yok hayır, arkadaşlarımla yiyeceğim sanırım. Open Subtitles لا ، أعتقد أنني فقط ستعمل الذهاب أكل مع أصدقائي.
    Aslında burda hiçbir işim yok. Hayır hiç bir iş değil. Open Subtitles ـ أنا هنا أساسا بدون مقابل ـ لا ، ليس بدون مقابل
    Yok, yok, hayır, alınmadım-- Sadece Amita bir süre için okulada gelmeyeceğini söyledi. Open Subtitles لا لا ، لن يأخذ وقتا ، الموضوع هو أن أميتا قالت بانك قلت أيضا بأنك لن تأتي للجامعة لفترة
    Yok, hayır canım. Gel bu tarafa, gel hadi. Open Subtitles لا ، لا ، لا ، حبيبتي ، تعالي هنا تعالي ، هيا
    Yok hayır, sadece biri üzerinde duruyorum aslına bakarsanız, o da bu parça. Open Subtitles لا , و لكن هناك آلة معينة هذه الآلة في الحقيقة
    Yok, hayır. Bahsettiğim partinin seninkiyle alâkası yok. Open Subtitles لا , لا لن تكون مثل الحفلة التي ستنظمينها
    Yok, hayır. Burası olmaz. Burada olmaz. Open Subtitles لا لا لا لا لا مستحيل ليس هنا قد أخسر وظيفتي هكذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more