Zaman yok olmadı. | Open Subtitles | الزمن لم ينهار. |
Zaman yok olmadı. | Open Subtitles | الزمن لم ينهار. |
yok olmadı. Onu hastanede gördüm. | Open Subtitles | انها لم تختفي, لقد رايتها بالمشفى |
yok olmadı, sadece ağardı. | Open Subtitles | لم تختفي, لقد تحولت الى الابيض فقط |
Gemin atmosfere girişte patladığı zaman tüm çoğalıcılar yok olmadı. | Open Subtitles | - لم يدمر كل الربليكيتورز -بعد تحطم سفينتك في الغلاف الجوي |
Kılıç niye yok olmadı? | Open Subtitles | لم لم يدمر هذا "السيف"؟ |
Yani kimse yok olmadı, ölmedi ya da toz olmadı. | Open Subtitles | أعني , لم يختفي أحدهم لم يمت أحد أو يتحول إلى تراب |
Unutuldu ama yok olmadı. - Ne istiyorsun? | Open Subtitles | المنسي، لكنه لم يرحل ماذا تريد بحق الجحيم؟ |
Zaman yok olmadı. | Open Subtitles | الزمن لم ينهار. |
Bir dakika. Gerçekler yok olmadı. | Open Subtitles | لحظة، لم تختفي الحقيقة |
Hayır, o ortadan yok olmadı. Beni terketti. | Open Subtitles | لا، هي لم تختفي لقد غادرت |
Ama yok olmadı. | Open Subtitles | ولكنها لم تختفي |
Brainiac yok olmadı. | Open Subtitles | (برينياك) لم يدمر. |
Yani kesinlikle gece esnasında yok olmadı mı? | Open Subtitles | إذن هو بالتأكيد لم يختفي أثناء الليل؟ |
O yüzden yok olmadı. | Open Subtitles | لهذا السبب هو لم يختفي في الهواء . و جوشوا فعل . |
Hayır, diyecektim ki Damon yok olmadı. | Open Subtitles | كلّا، بل كنت سأقول إن... (دايمُن) لم يرحل. |