"yoketmek" - Translation from Turkish to Arabic

• تدمير
• بتحطيم
• لإبادة
• احطّمَهم

Sistemde denge vardı ama şimdi dengeyi yoketmek isteyen bir güç var...
كان هناك توازن فى النظام لكن يوجد الآن من يريد تدمير النظام

Kendi kendinizi yoketmek sizin doğanızda var
تدمير انفسكم .. صفة مزروعة فيكم و تدمير بعضكم البعض

Şimdi önemli olan, düşmanı bulup yoketmek için yeteneklerinizi geliştirmek.
الذي يهم الآن هو أن تكتشف قدرتك على وجود و تدمير العدو

Ama geçmişimizden kalan nadir şeyleri yoketmek de suç olur.
لكنها ستكون جريمه اذا قمنا بتحطيم ما تبقى من ماضينا

Bu şeyin hedefi paramız ya da gücümüz değil... yaşamı yoketmek.
هدف هذا الشيء ليس المحاربة على المال أو القوّة لكن لإبادة الحياة

Tüm istediğim çocukları kurtarmak, yoketmek değil.
وكُلّ الذي أُريدُة أَنْ أُنقذُ الأطفالَ، لا احطّمَهم.

Sen dünyayı yoketmek
قد لا تريد تدمير العالم لكني أنا سأدمرها

Gemiyi yoketmek istedin, çünkü senin hakkında bilgi vereceğimi düşündün.
حاولت تدمير السفينة لاعتقادك أني سأشي بك

Beni yokedebilecek bir silahı yoketmek ayrı bir şey. Benim için iyi bir şey. Ama fazlası var.
تدمير السلاح الذى بإمكانه تدميرى شيء واحد، جيد بالنسبة لى، ولكن هناك المزيد

Kalanları yenersen silahı kendin yoketmek zorunda kalırsın.
تغلب على الباقى منّا وسيتحتم عليك تدمير السلاح بنفسك

Bunu yapabildiğin için yap, ...ve biliyorsun bu Çoğalıcıları sonsuza dek yoketmek için yardımcı olacak.
إفعل هذا لأنك تعرف أنك تستطيع و بسبب ما تعلم انه سوف يساعد فى تدمير الريبليكيتورز إلى الأبد

Bu ülkeyi yoketmek isteyen teröristlere destek sağlayacaktık.
كنا سنقوم بتموين الأشخاص الذين يرغبون في تدمير هذا البلد

Hackerler hakkında herşeyi bilmek istiyor, ve sonra onları yoketmek istiyor.
هي تريد كل ما يعرف الهاكر عنهم وبعدها تريد تدمير كل شيء

25 Mart akşamı oluşan bu potansiyel kayıtları yoketmek için Bay Beene'e yardım ettiniz mi?
هل ساعدت سيد بين على تدمير الادلة المحتملة في ليلة 25 من مارس

- Kutsal bir emaneti yoketmek ona saygısızlık olur.
إنه تدنيس لمحاولة تدمير آثر مُقدس

hayatımdaki tüm güzellikleri sadece yoketmek oldu.
...اجل ،، مافعلتهُ ما فعلتهُ كانَ تدمير كل شئ جميل حظيتُ بهِ في حياتي

Bu yüzden mi denizaltıyı yoketmek istiyorsun?
ألهذا تريد تدمير الغواصة

Travell bir Goa'uld ana gemisini yoketmek için birinin yeteceğini anlatmıştı.
المسافر قام بإخبارنا أن واحدة من هذه قامت بتحطيم سفينة أم لل جوؤولد

Sana para vermezsem, Beni 'hayatımı yoketmek' ile tehtit ettin.
لقد هددتَ بتحطيم حياتي إن لم أعطيك المال

Tüm arzum çocukları korumak... yoketmek değil.
كُلّ ما أُريدُة أَنْ أُنقذُ الأطفالَ... لا احطّمَهم.