"yol üstünde" - Translation from Turkish to Arabic

    • على الطريق
        
    • في طريقنا
        
    • في الطريقِ
        
    Sekiyama'dan Yamashina'ya giden yol üstünde Open Subtitles على الطريق المؤدى من سيكياما إلى ياماشينا
    Yaklaşık olarak 8 mil arkamızda kasabada yol üstünde cesetler vardı. Open Subtitles هناك بلده عن بعد 8 اميال عن هنا كان هناك جثث على الطريق للبلده
    Tam yol üstünde Doldurulmuş Hayvan Müzesi varmış, Open Subtitles الآن، يبدو أن هنالك متحف الحيوان المحشو على الطريق
    Güzelce giyiniriz, yol üstünde bir bardak şarap için dururuz, ...sonra harika bir operaya gideriz. Open Subtitles بإمكاننا أن نرتدي ملابسنا ونتوقف في طريقنا لشرب كأس من النبيذ ثم نذهب لمشاهدة الأوبرا الرائعة
    - yol üstünde bir yerde yemek yiyelim mi? - Hayır. Open Subtitles - هل يمكننا التوقف لتناول العشاء ، في طريقنا للمنزل ؟
    Güvenli yol üstünde miyim? Open Subtitles هَلْ أنا في الطريقِ الذي تُوضّحُ؟
    yol üstünde Sonic var. Orada durup sana bir şeyler alırız. Open Subtitles هنالك مطعمٌ للوجبات السريعة على الطريق سنتوقف هناك لتتناولي شيئاً
    Düşüdüyordum da belki makarnayı es geçip sinemaya kadar yürürüz ve yol üstünde birer salata alırız. Open Subtitles كنت فقط أفكر ربما نتخطى الفوتشيني و نسير إلى السينما و نشتري السلطه من باكس على الطريق
    Kötü adamları havaya uçurmak istiyorsan yol üstünde birkaç tane olacak. Open Subtitles إن كنت حقاً تريدين تفجير بعض الاشرار فهناك عدد قليل منهم على الطريق
    Su yok, yol üstünde köy de yok, yolumu kaybettim. Open Subtitles لا ماء في القرى على الطريق وفقدت طريقي
    Evim yol üstünde değil. Open Subtitles و ترتب أمر القتل -لم يكن منزلي على الطريق
    yol üstünde bir şey görmedik ki? Open Subtitles على الطريق lagde، ونحن دون أحرزنا شهدت شيئا بالنسبة لنا.
    Hollywood Mezarlığı yol üstünde. Open Subtitles هوليوود للأبد المقبرة على الطريق.
    - Evet. - Hemen yol üstünde. Open Subtitles نعم ، انها على الطريق نوعا ما
    yol üstünde, hadi. Open Subtitles هي على الطريق هيا
    yol üstünde kalmalıydık. Open Subtitles يجب علينا بقوا على الطريق.
    Bazı malzemeleri yol üstünde marketten alacağız. Open Subtitles سنجلب بعض الأغراض من السوق في طريقنا
    Muhteşem. Fransa'ya giderken yol üstünde atarım. Open Subtitles رائع، سألقي به في طريقنا إلى "فـرنسا"
    Sorun yok, yol üstünde. Open Subtitles لا بأس، إنه في طريقنا
    Biz Tim'in eski dostlarıyız ve Gettysburg'a giderken burası da yol üstünde olunca dedik bir uğrayalım. Open Subtitles نحن أصدقاء قديمين لـ(تيم) في طريقنا إلى "غيتسبيرغ" وأردنا أن نسيّر فقط نحن فقط...
    - Elektrik santrali tam yol üstünde. Open Subtitles -ومصنع الفحم في طريقنا تماماً .
    Daha sonra, yol üstünde uğrarım. Open Subtitles أنا سَأمر في , آه، لاحقاً في الطريقِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more