Tamam ama 50.000 dolar bulmak için mutlaka başka bir yol vardır. | Open Subtitles | حسنا، يجب ان يكون هناك طريقة اخرى للحصول على خمسون الف دولار. |
Belki de onları teker teker öldürmekten başka bir yol vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة أخرى غير اطلاق النار عليهم واحدا تلو الآخر |
Belki, ahlaki çerçevemizde sayıları temel alarak kullanabileceğimiz başka bir yol vardır. | TED | ربما هناك طريقة أخرى لإستخدام الأرقام كإطار أخلاقي أساسي. |
Eğer heykeli parçalayamıyorsak o halde belki başka bir yol vardır. | Open Subtitles | إذا نحن لا نَستطيعُ تَحْطيم التمثالِ، ثمّ لَرُبَّمَا هناك طريق آخر. |
Yardım etmek için isteğin olduğu yerde... bunu yapmak için bir yol vardır konusunda... hem alenen hem de özel olarak... teşvik edildim. | Open Subtitles | وانا شجّعت ذلك حيث انّ هناك رغبة للمساعدة هناك طريق لنعمل |
Belki de iletişim kurabileceğin başka bir yol vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة أخرى يمكن التواصل بها ربما بشكل ما |
Ben birisini çok ama çok sevdiğimde onlara nasıl hissettiğimi gösterdiğim özel bir yol vardır. | Open Subtitles | عندما احب شخصا ما هناك طريقة لأظهر له ما احس به |
Belki de bu kızı susturmak için şiddet içermeyen bir yol vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة غير عنيفة لإسكات هذه الفتاة |
Ben de öyle yapmak üzereydim. Sadece başka bir yol vardır diye umuyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنني كنتُ آمل أن هناك طريقة أخرى فحسب |
Başından birkaç kötü şey geçti ama hâlâ iyi bir üniversiteye gitmek içi bir yol vardır mutlaka ve bunu yapabilecek biri varsa o da sensin. | Open Subtitles | أوه, ب, كانت لديك بعض النكسات ولكن لابد أن يكون هناك طريقة للدخول الى جامعة عظيمة واذ كان اي احد يستطيع فعل ذلك هو انت |
Umarım birini tanımak için gereken süreci hızlandıracak bir yol vardır, Anlarsın ya? | Open Subtitles | أتمنى لو كان هناك طريقة لتسريع معرفتك بشخص, كما تعلم ؟ |
Söz konusu para ise her zaman bir yol vardır. | Open Subtitles | إذا كانت فقط المشكلة هي المال فدائماً ما يكون هناك طريقة أخرى |
Ben düşünüyordum da efendim, belki de bana yeni bir dükkan açmaktansa başka bir yol vardır. | Open Subtitles | كنت , أفكر سيدي ربما , كما تعلم بدلا من , أن تشتري المحل ربما تكون هناك طريقة أخرى |
Birşeyler düşünmek zorundayız depo için kesin başka bir yol vardır... evet ama yeterli olmayacak zamanımız yok | Open Subtitles | يجب علينا أن نفكر في الشيء قريبا هناك طريق آخر للمخزن، صحيح؟ نعم، لكنّه لن يكون كافي |
Ve sona ulaşmak için tek bir yol vardır. | Open Subtitles | وللانتقال من طرف لآخر، هناك طريق واحد فقط لذلك. |
Yaklaşık 16 km doğuda, yan bir yol vardır. | Open Subtitles | على بعد 10 أميال شرقاً، هناك طريق فرعي. |
Vasso, bir doğru yol vardır, bir de yanlış yol. Peki, Isaac. | Open Subtitles | فاسو , هناك طريق صحيح و آخر خاطئ - نعم يا اسحاق - |
Belki başka bir yol vardır fakat bu tamamen sana bağlı. | Open Subtitles | .ربما هناك طريق اخر لكن كله سيعتمد عليك |
Bir zamanlar biri bana demişti ki herkes için bir yol vardır. | Open Subtitles | ... لقد أخبرني أحد ذات مرة أن هناك درب للجميع |
HURT: Lakin her zaman bir şahinin kalbine giden bir yol vardır, tavuk yemeği sözü.. | Open Subtitles | ولكن هناك دائما ً طريقٌ واحد الى قلب الصقر |
Çılgınlık bu, daima şiddet içermeyen bir yol vardır, biliyorsun. | Open Subtitles | هذا جنون هناك دائما طريقة غير عنيفة لإثبات وجهة نظرك |