Georgia, Kaptanın kaçak bir yolcudan bahsettiğini duydu. | Open Subtitles | سمعت جورجيا الضابط يقول كان هناك مسافر هارب |
Ve bir yolcudan fazlasıyla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | وأعتقد اننا نتعامل مع أكثر من مسافر واحد |
Evet, görünen o ki, gemide kaçak bir yolcudan başka hiçbir şey yok. | Open Subtitles | الآن، يبدو أنه مجرد مسافر متسلل ركب السفينة خلسة |
Benzeri, uçağın başka bir bölümünde oturuyorsa herhangi bir yolcudan farkı olmayacaktır. | Open Subtitles | وإذا كان للشبيه مقعد في قسم آخر فسيبدو وكأنه راكب عادي |
Adamımız yüz yolcudan birisi. | Open Subtitles | إنّه واحد من أصل 100 راكب. |
12 tane 20 kiloluk yolcudan mı bahsediyoruz? | Open Subtitles | اذن 12 مسافر وزن الواحد 50 رطلا؟ |
Bir yolcudan fazlası. Bir rehber buldu ve onu yuttu. | Open Subtitles | أكثر من مسافر لقد وجد طيار، لذا أكلها |
Uyuyan bir yolcudan alıp uçak polisinin ensesine saplamış. | Open Subtitles | أخذوها من مسافر نائم |
Dubai'ye giden yolcudan demin haber aldık. | Open Subtitles | سمعنا من مسافر كان متوجهًا إلى (دبي). |