Onları duydun. yolda olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد سمعتهم ، انه في طريقه إلى هنا |
Onları duydun, yolda olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد سمعتهم ، انه في طريقه إلى هنا |
yolda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال انه في طريقه. |
Bu sabah bir yere doğru yolda olduğunu söyledin,nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | هذا الصباح قد قلت أنك في طريقك لمكان ما إلى أين أنت ذاهب؟ |
Bir saat önce seni ofisinde görmek istiyordu. Ona yolda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أراد أن تقصد مكتبه منذ ساعة سأخبره أنك في طريقك إليه |
yolda olduğunu bilsem yeter, sana detayları bildireceğim. | Open Subtitles | فقط أعلمني أنك في الطريق وسأعود إليك بالتفاصيل |
Ama yolda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكن قال انه في طريقه |
- Maggie yolda olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ماجي قالت انه في طريقه |
Eğer yolda olduğunu varsayar "İsveç" Mackenzie | Open Subtitles | يفترض أنك في طريقك للسويد "ماكينزي" |
yolda olduğunu söyle. | Open Subtitles | -قل لي أنك في طريقك |
yolda olduğunu bilsem yeter, sana detayları bildireceğim. | Open Subtitles | لأعلمه أنك في الطريق سأعود إليك بالتفاصيل |
Onlara yolda olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرهم أنك في الطريق |