"yolsuzluğa" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفساد
        
    • فساد
        
    • جنحة
        
    yolsuzluğa karşı olan sinirim geçen sene büyük bir kariyer değişikliği yapıp tam zamanlı avukat olmama neden oldu. TED الغضب بداخلي تجاه الفساد جعلني أخطو خطوة كبيرة في عملي في السنة الماضية حيث أصبحت أمارس المحاماة بدوام كامل
    Fakirliğe, yolsuzluğa, ifade özgürlüğü eksikliğine, siyasi eylemsizliğe gelince hep üst sıralardaydık. TED في التصنيف العالمي كنا نحتل المراكز الأولى في الفقر الفساد وغياب حرية الرأي الحقيقية وكذلك غياب النشاط السياسي
    Bugün, ben, özel sektörün de katıldığı, kamu sektöründeki yolsuzluğa odaklanıyorum. TED واليوم، سوف أركز على الفساد في القطاع العام، والتي يشارك فيها القطاع الخاص أيضاً.
    Peki fakirlik ve yolsuzluğu nasıl zenginlik ve daha az yolsuzluğa dönüştürürsünüz? TED كيف لك أن تتخلص من الفساد والفقر إلى الثروة وإلى فساد أقل ؟
    Kusura bakma, evli olduğum kişinin bir yolsuzluğa karışması biraz sarstı da. Open Subtitles سامحيني إذا تم طردنا لأن المرء الذى تزوجته ارتكب جنحة
    yolsuzluğa karşı savaş kendimize, ailemize, arkadaşlarımıza ve hatta çocuklarımıza yaptırımlar getiriyor. TED محاربة الفساد يجلب مصائب لأنفسنا وأسرنا , و أصدقائنا , أو حتى أبنائنا
    Üstler ve çalışanları arasındaki romantik ilişkiler dolandırıcılığa, yolsuzluğa ve kamu fonlarının kötüye kullanımlarına yol açar. Open Subtitles العلاقات العاطفية بين الرئساء مع موظفيهم يقود إلى الأحتيال و الفساد سوء إستخدام مدخرات العامة
    Evet, ama yolsuzluğa olan tahammülsüzlüğünüze neden şüphe ile yaklaşmam gerektiğini anlayabilirsiniz. Open Subtitles نعم، ولكنك تفهم لِمَ أشكك في صدق كلامك عن عدم تسامحك مع قضايا الفساد
    Shivdutt'un babasının ölümü ve onun mülküne olan talep bu yolsuzluğa sebep oldu. TED موت والد "شيفدت" والرغبة في ممتلكاته أدى إلى هذا الفساد.
    Babam mesleği gereği Bihar'daki yol yapım işlerini yürütüyordu. yolsuzluğa karşı sert bir duruşu vardı, taciz ve tehdit edilmesine rağmen. TED كان والدي مسؤلاً عن بناء الطرق في بيهار، وكان موقفه صارماً ضد الفساد ، بالرغم من المضايقات والتهديدات .
    Dünya Bankası yöneticilerine vatandaşlar için örnek bir resepsiyon salonu kurma projem için finansal destek istediğimi - bunu tam da günlük yolsuzluğa karşı savaşmak için istediğimi söylediğimde beni anlamadılar. TED عندما أخبرت مدراء البنك الدولي أنني أريد تمويلاً لمشروع بناء صالة استقبال نموذجية للمواطنين تحديداً لمحاربة الفساد اليومي المتوطن لم يفهموا فكرتي
    Devlet işletmesindeki yolsuzluğa Arnavutluk gibi ülkelerde - Yunanistan gibi demek bana düşmez - sadece modernizasyonla karşı gelinebilir. TED الفساد في إدارة الولاية في دول مثل البانيا-- و ليس لي الحق أن أقول مثل اليونان أيضا-- يمكن أن يحارب فقط بالتحديث.
    Tekamüle ulaşmanın yaramaz bir yoluydu, ama biz onu kabullendik, çünkü hepimiz onu anladık, ve hatırlabildiğim kadarıyla ilk defa bu yolsuzluğa karşı büyük çaplı kitlesel protestolar vardı. TED كانت طريقة سيئة للحصول على النضج، ولكن حصلنا عليها، لأننا جميعاً فهمناها، و للمرة الأولى التي أستطيع فيها أن أتذكر، كانت هناك احتجاجات جماهيرية ضد هذا الفساد.
    Alkışlar Kelly Stoetzel: Konuşmanda yolsuzluktan bahsettin ve yolsuzluğa karşı savaşan, güçlü, tanınmış bir kişiliksin. TED (تصفيق) كيلي ستويتزيل : إذاً ذكرتي الفساد في كلامك وأنت معروفة ،معروفة جيدًا لكونك محاربة قوية ضد الفساد
    Hakimiyeti, Roma halkına iade edecek... ve onu sakatlayan yolsuzluğa son vereceksin. Open Subtitles ولتعيد القوة إلى شعب (روما) وتنهي الفساد الذي شلّها
    Hakimiyeti, Roma halkına iade edecek... ve onu sakatlayan yolsuzluğa son vereceksin. Open Subtitles ولتعيد القوة إلى شعب (روما) وتنهي الفساد الذي شلّها
    Ben yolsuzluğa karşı çıktım. Open Subtitles و أنا كشفتُ الفساد
    Elimde önemli belediye üyelerinin büyük suç ve yolsuzluğa karıştığını söyleyen yeminli bir ifade var. Open Subtitles لديّ إفادة تحت القسم تورط عضوًا بارزًا في مجلس المدينة في حلقة فساد وجريمة واسعة النطاق
    Ama biz burada herhangi bir yolsuzluğa izin vermeyeceğiz. Open Subtitles لكننا لن نسمح بـ حدوث أى فساد هنا
    Kusura bakma, evli olduğum kişinin bir yolsuzluğa karışması biraz sarstı da. Open Subtitles سامحيني إذا تم طردنا لأن المرء الذى تزوجته ارتكب جنحة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more