| yolumun üzerindesiniz, aşağı yukarı 30 mil kadar. | Open Subtitles | أنت في طريقى إلى المنزل خذي أو أعطى 30 ميلاً |
| Geçen sefer yolumun üzerindeki her yere çok dikkatli baktım. | Open Subtitles | ألق نظرة متفحصة في التخطيط في طريقى لآخر مرة |
| - Lanet olsun. Gideceğiniz yer yolumun üstünde, sizi oraya atarım. - Tam isabet! | Open Subtitles | حسنا سأوصلكم ياشباب وأنا فى طريقى للمنزل |
| İşe giderken yolumun üstündeydi, sorun değil. | Open Subtitles | أنـا بطريقي للعمل. هذه ليست مشكلة. |
| yolumun üzerindeki yemek tepsisinden aşırdım. | Open Subtitles | أخذتهـا من صينية طعـام بطريقي إلى هنـا |
| yolumun üzerindeydi. | Open Subtitles | لقد كان المنزل بطريقي |
| Benim derdim, saçları kötü boyanmış bir torbacının yolumun üstünde sap gibi dikilmesi. | Open Subtitles | مشكلتي الآن هي مساعد ( بريتي ) تاجر المخدرات ! في وظيفة متقلبة كهذه يعيق طريقي الآن |
| Gitmeye niyetim yoktu. Ama yolumun üzerindeydi. | Open Subtitles | لم تكن لدي نيه للدخول ولكنه كان على طريقي للمنزل |
| Buraya kadar yolumun üzerinde dört tayland restoranı ve iki bar geçtim. | Open Subtitles | لقد مررت بأربع مطاعم للطعام التايلاندىو حانتان فى طريقى الى هنا |
| Bu pislikler yolumun üzerindeydi. | Open Subtitles | أنا آسف يا رجل هذه القذارة فى طريقى |
| Kusura bakma, dostum. Lanet olası şey yolumun üstünde. | Open Subtitles | أنا أسف يا رجل هذه القذارة في طريقى |
| Evin yolumun üzerinde, dedim. | Open Subtitles | كذبت وقلت لها ان بيتها فى طريقى |
| - UCLA. Tam da yolumun üstünde. Mükemmel. | Open Subtitles | إنها فى طريقى هذا جيد،انا جادة |
| yolumun üzstündeki herkes. | Open Subtitles | أى أحد يقف فى طريقى |
| - Hey orospu, yolumun üstüne duruyorsun. | Open Subtitles | أيها القذر أنت فى طريقى |
| Söyle bakalım Alonso yolumun üzerinde misin? | Open Subtitles | إذن ألونسو ذاهب بطريقي |
| Sorun değil, Ted. Okul yolumun üzerindeydi. | Open Subtitles | -لا تهتم يا (تيد) ، صفك بطريقي للعمل |
| Benim derdim, saçları kötü boyanmış bir torbacının yolumun üstünde sap gibi dikilmesi. | Open Subtitles | مشكلتي الآن هي مساعد ( بريتي ) تاجر المخدرات ! في وظيفة متقلبة كهذه يعيق طريقي الآن |
| Sabah yolumun üzerindeki markete uğrayacağım. | Open Subtitles | بإمكاني الذهاب للمتجر في طريقي للمنزل صباحاً |