Kalkış yaptığı gemi sahilin 80 mil uzağındaymış ve eğer bir yolunu bulup onlarla iletişim kurabilirse hepimiz kurtulacakmışız. | Open Subtitles | تقول أن الباخرة التي أقلعت منها على بعد 80 ميل من الغرب و أنه إن وجدت طريقة |
Bir yolunu bulup sinaptik kayıtları kullanılabilir veriler hâline getirmiş olması mümkün. | Open Subtitles | انه من الممكن ان تكون وجدت طريقة لتحويل السجلات المتشابكة الي بيانات قابلة للاستخدام |
Bildiğim tek şey bir yolunu bulup buradan kaçmamız ve eve dönmemiz gerektiğiydi. | Open Subtitles | الذى عرفته بالفعل أنه كان علينا أن نجد طريقة للهرب والعودة لأوطاننا |
Klinikte onu insana dönüştürmenin yolunu bulup adli doktoru arayabiliriz. | Open Subtitles | ربما نجد طريقة لإعادتها إلى طبيعتها في العيادة ثم نتصل بمحقق الوفيات. |
O zaman bir yolunu bulup içeri sızmalıyız. | Open Subtitles | حينها اعتقد انه علينا ايجاد طريقة للدخول خلسة |
Yukarı çıkmanın bir yolunu bulup şu orospu çocuğunu havaya uçurmalıyız. | Open Subtitles | علينا ايجاد طريقة للصعود هناك ونفجّر ابن اللعينة ذاك |
Bir yolunu bulup, yayına gelirim. | Open Subtitles | سأخرج وألحق بك. |
Annemi, ama bir yolunu bulup geri geldi. | Open Subtitles | والدتي، لكنها بعد ذلك وجدت طريقة عودتها. |
Bir yolunu bulup, yayına gelirim. | Open Subtitles | سأخرج وألحق بك. |