"yolunu kaybetmiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضل طريقه
        
    • فقدت طريقها
        
    • ضلّ طريقه
        
    • ضل الطريق
        
    • ضلت طريقها
        
    Ama asla, eskilerin hafızalarında bile yolunu kaybetmiş bir karavan yok. Open Subtitles ولكن حتى اكبرنا سنا لايتذكر ابدا انه ضل طريقه ذات مرة
    Ben yolunu kaybetmiş aptal biriyim ve tekrar nasıl bulacağımı bilmiyorum. Open Subtitles إنني رجلٍ أحمق ضل طريقه ولا أعلم تماماً كيف أجده مجدداً
    Bu mumyalanmış bir fok ve iç kısımlarda dolanırken yolunu kaybetmiş. Open Subtitles إنه ختم محنطة التي فقدت طريقها وتجولت الداخلية.
    - Tüm Senin ücret hakkında söyleyebilirim onun yolunu kaybetmiş bir iyi bir adam olmasıdır. Open Subtitles أعتذر كل ما يمكنني أن أقوله عن مهمتك أنه رجل جيد لكنه ضلّ طريقه
    ...ancak görünüşe göre kurbağa prensimiz yolunu kaybetmiş. Open Subtitles ولكن يبدو أن أميرنا الضفدع قد ضل الطريق
    yolunu kaybetmiş gariban kuzularız biz. Open Subtitles نحن الحملان الصغيرة الفقيرة التي ضلت طريقها
    yolunu kaybetmiş orta yaşlı bir adam zamanda geri gider ve kendini çocukken oynadığı parkta bulur. Open Subtitles إنها قصة حول رجل في منتصف العمر ضل طريقه فعاد في الزمن إلى الحديقة التي كان يلعب فيها
    Zavallı adam, ormanda yolunu kaybetmiş olmalı. Open Subtitles -رجل مسكين يبدو انه ضل طريقه في الغابة. -اسكت واهدأ ربما يرحل
    Ama şu anda, orta yaşlarda yolunu kaybetmiş bir adamı anlatan senaryoyu vermek istiyorsun adamlara. Open Subtitles رجل في منتصف العمر والذي ضل طريقه
    Ya da Cara'nın, eve dönüş yolunu kaybetmiş farelerinden biri mi? Open Subtitles أو أحد من مجموعة (كارا) قد ضل طريقه وهو عائد لمخبأهم
    Isabel homoseksüel olduğunu düşünüyor fakat sadece yolunu kaybetmiş. Open Subtitles إيزابيل) تعتقد إنها شاذة) لكنها فقدت طريقها فحسب
    Tıpkı yolunu kaybetmiş bir yolcuya, yapacağınız gibi. Open Subtitles بصفتها مسافرة فقدت طريقها
    Eğer Tanrı bizim çobanımızsa görünüşe göre kuzularından biri yolunu kaybetmiş. Open Subtitles إن كان الرب هو راعينا فيبدو أن أحد حملانه قد ضلّ طريقه
    Sen sadece en zayıf taraflarımız, yolunu kaybetmiş, öldürmek yerine vampirlerle arkadaş olan bir adamı tanıyorsun. Open Subtitles إنّكِ تعلمين ذاتي الضعيفة فقط، رجل ضلّ طريقه وصادق مصّاصين الدماء بدلًا من قتلهم.
    Senin ve Michael arasındaki şeyleri düzeltebilirim sanıyordum ama maalesef Michael yolunu kaybetmiş. Open Subtitles ظننت أنه يمكنني إصلاح الأمور بينك وبين (مايكل) لكنني أخشى أن (مايكل) ضل الطريق
    Benim tanıdığım Profesör asla yolunu kaybetmiş birine sırtını dönmez. Open Subtitles أنا أعرف أستاذ لن تتخلى .. .. الناس الذين ضلت طريقها
    Sadece yolunu kaybetmiş. Open Subtitles هى ضلت طريقها فحسب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more