Son 1500 günümü tek bir amaca ulaşmak için yorulmadan çalışarak geçirmiştim: hayatta kalmak. | TED | لقد أمضيت الـ1500 يوم الماضية بالعمل بلا كلل ولا ملل لتحقيق هدف واحد: النجاة. |
Araştırmacılar bu patojenlerin biyolojisini yorulmadan inceliyor | TED | يدرس الباحثون بلا كلل بيولوجية هذه المسببات للأمراض. |
ve son yedi yıldır, yılmadan, yorulmadan, kendimce yaşamlar kurtarmaya çalışıyorum. | TED | وعلى مدى السبع سنوات الأخيرة عملت بلا كلل الى حد ما لإنقاذ الأرواح على طريقتي الخاصة. |
Şu anda burada olabilmemin sebebi onların yorulmadan çalışmaları ve kendilerini adamalarıdır. | Open Subtitles | عملهم الدؤوب و تفانيهم هم سبب وقوفى هنا الان |
Sen en yavaşısın ve bütün gün yorulmadan koşabilirsin. Ne? | Open Subtitles | أنت الأبطأ , وتستطيع الركض طوال اليوم دون أن تتعب |
Eşek diğerlerin ağır işlerinin yükünü yorulmadan çeker. | Open Subtitles | الحمار الحقيقي يحمل بلا تعب الأحمال الثقيلة عن الآخرين. |
Onu makama getirmek için yıllarca yorulmadan çalıştım. Her şeyi feda ettim. | Open Subtitles | عملت بلا كلل لسنوات لجعله رئيساً ولقد ضحيت بكل شيء |
"Sadece karısını aldatmakla kalmadı, aynı zamanda yorulmadan çalışan işçilerinden... öncelikle kendisini zengin etmek için... zimmetine milyonlarca dolar geçirdi." | Open Subtitles | ", لم يكن فقط مجرد داعر" "انه مزور أيضاً و سرق الملايين من الدولارات" "من موظفينه الذين يعملون بدون كلل" |
Müvekkilim Terrence Manning, adını temize çıkarmak için yorulmadan mücadele etti. | Open Subtitles | موكلي تيرينس مانينج ' ناضل بلا كلل لتبرئة نفسه |
Yer çekimi kesinlikle hiç durmadan ve yorulmadan işlemeye devam edecek. | Open Subtitles | بكل تأكيد , ستستمر الجاذبية في عملها القديم بدون كلل |
Ekibim ailelerin öğrenmek istedikleri cevapları bulmak için yorulmadan çalışıyorlar. | Open Subtitles | أعضاء الفريق يعملوا بلا كلل لتوفير الـإجابات التي يُريدونها. |
Hayatımın bundan sonra kalan bölümünü sana bunu hatırlatmak için yorulmadan çalışacağım. | Open Subtitles | وسوف أقضي بقية حياتي أعمل بلا كلل على تذكيركِ بذلك |
Ve bu affı kazanmak adına, okullarımızı iyileştirmek sağlık hizmetlerimizi bütçelerinize daha uygun hale getirmek ve ülkemizi daha güvenli ve daha verimli yapmak için yorulmadan çalışacağım. | Open Subtitles | و سأعمل بلا كلل حتى أكون جديرًا بتلك المغفرة من خلال التركيز على جعل مدارسكم أفضل و الرعاية الصحية تصبح بأسعار معقولة |
Amacımız uğruna yorulmadan çalışmaya devam etti düşene kadar. | Open Subtitles | وواصلت عملها الدؤوب لقضيتنا، حتى انهيارها. |
Ve bir daha adamlarımla görüşmek istediğinizde onları tehdit etmek yerine yorulmadan çalıştıkları için teşekkür etmelisiniz. | Open Subtitles | و... في المرة القادمة حين ترغب في التعامل مع رجالي. فليكن هذا لكي تشكرهم على عملهم الدؤوب... |
Gece gündüz yorulmadan koşar bunlar. | Open Subtitles | هذه الوحوش يمكنها أن تركض ليلاً ونهاراً دون أن تتعب |
Gece gündüz yorulmadan koşar bunlar. | Open Subtitles | هذه الوحوش يمكنها أن تركض ليلاً ونهاراً دون أن تتعب |
Daha çok kişiyi yorulmadan görebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك رؤية أناس أكثر ولا تتعب |
Beyindeki acı reseptörlerini engeller böylece kaslar yorulmadan çalışır. | Open Subtitles | انه يمنع مستقبلات الأم في الدماغ وبالتالي فإن العضلات تعمل بدون تعب |
Gece gündüz yorulmadan koşar bunlar. | Open Subtitles | وحوش يُمكنها الركض ليلاً ونهاراً بدون تعب |
Dikkatim dağılmışken, Fransa'ya kim göz kulak olup yorulmadan çalışıyor ... | Open Subtitles | كان يعمل بدون تعب حين كنت امتع نفسى |