Bu yüzden YTÖE'ye nainsanları toplattı ve onları bu kaleye getirdi. | Open Subtitles | ولهذا جعل الوحدة الخاصة تجمع اللا بشر لهذا جلبهم هنا للقلعة.. |
Hayır, YTÖE yetenekli insanlar için cadı avı başlattı. | Open Subtitles | لا، الوحدة الخاصة تطارد بضراوة من لديهم قدرات |
YTÖE'nin Indiana'daki tesisinden bir şey çaldı. | Open Subtitles | سرقوا سابقا شيئا من منشأة وحدة مكافحة التهديدات المتقدمة في إنديانا |
Endotex, YTÖE için ön cephe olmalı. Burada bir şey var. | Open Subtitles | لابد أن هذه واجهة للوحدة الخاصة هناك شئ هنا |
YTÖE'ye ulaş. Bulduklarını onlara da söyle. | Open Subtitles | اتصلوا بالوحدة الخاصة وأخبروهم بما وجدناه |
YTÖE'nin başındaki kişi hangi olası nedenden ötürü beni burada tutuyor olabilir? | Open Subtitles | ما الذي يدفع رئيسة ال(أي تي سي يو) لإبقاءي هنا بهذه الطريقة |
Hayır, YTÖE yetenekli insanlar için cadı avı başlattı. | Open Subtitles | لا، الوحدة الخاصة تطارد بضراوة من لديهم قدرات أنا لا أخشاهم |
YTÖE tedavi arıyor. Herkes için demiyorum. | Open Subtitles | الوحدة الخاصة تبحث عن علاج لا أقول أن الجميع يحتاجه |
Çünkü onu, YTÖE'nin başını, gizli üssümüze getiriyorsunuz. | Open Subtitles | لأنك تحضر رئيسة الوحدة الخاصة إلى قاعدتنا السرية |
En azından ben YTÖE'nin tedavi üzerinde çalıştığı ile ilgili ölü kocamın üzerine yalan söylemedim. | Open Subtitles | على الأقل أنا لم أستخدم قصة زوج ميت لأوحي بأن الوحدة الخاصة تصنع علاج |
YTÖE'yi kurmakta yardım etti ve bilim bölümünü, gözetliyor... | Open Subtitles | ساعد في إنشاء الوحدة الخاصة ويشرف على القسم العلمي |
YTÖE'nin başında bulunuyor. Burada... | Open Subtitles | رئيس وحدة مكافحة التهديدات المتقدمة ...إنه هنا ل |
YTÖE'de yeni bir muhbirim var. | Open Subtitles | ...لدي مخبر جديد في وحدة مكافحة التهديدات |
O şeyin YTÖE'nin Indiana tesisinden çaldığı şey bir savaş başlığıydı. | Open Subtitles | ذلك الشيء الذي سرق من وحدة مكافحة التهديدات المتقدمة في إنديانا ...لقد كان رأسا حربيا |
Burası YTÖE'a ait bir depolama alanıydı. | Open Subtitles | هذه كانت منشآة تخزين تابعة للوحدة الخاصة |
Bu yüzden YTÖE'nin danışmanı olarak gidiyorum. | Open Subtitles | لهذا سأذهب كمستشار للوحدة الخاصة |
Bu Tesis YTÖE tarafından kontrol ediliyor. | Open Subtitles | هذه المنشآة تابعة للوحدة الخاصة |
Amacımız YTÖE'nin bütün karanlık köşelerine ışık tutmak. | Open Subtitles | ..الهدف معرفة كل ركن مظلم بالوحدة الخاصة |
YTÖE'de onun kadar deneyimli kimse yok. | Open Subtitles | لا أحد بالوحدة الخاصة يمتلك خبرته |
Hadi hemen YTÖE'yi uyandıralım. | Open Subtitles | حسناً دعنا نوقظ التقنيين بالوحدة الخاصة |
YTÖE içindeki bir sızıntıyı yok ettim gibi gözüküyor. | Open Subtitles | كما يبدو أنني قضيت على مصدر التسريب في "ايه تي سي يو". |
Halkın gözünde YTÖE gelişmiş tehditlere karşı yönetimimin yüzü olmaya devam edecek. | Open Subtitles | "لكن للعامة , فإن "إي تي سي يو ستظل هي الواجهة لخططي التي تتصدى للتهديدات |
YTÖE'nin yeni başkanını atadığımda sana ulaşacağım. | Open Subtitles | سأتواصل معك عندما أعين شخصا جديدا "لل"إي تي سي يو |