| - Dana Yumurtlama döneminde. - Gerçekten mi? Tekrar deniyor musunuz? | Open Subtitles | دانا فى مرحله التبويض حقا هل تحاولون ثانيا |
| Sadece...Yumurtlama dönemindeyken seks yapıyoruz buna rağmen duygusuz ve heyecansız oluyor. | Open Subtitles | و الوقت الوحيد الذى نمارس فيه الجنس. عندما تكون فى مرحلة التبويض كما تعرف. و حتى فى هذا الوقت فإنه يكون جاف بلا مشاعر. |
| Ve ayrıca Yumurtlama döneminde böyle şeyler her zaman olabiliyor. | Open Subtitles | وتعلمون كيف هو الوضع عندما تكونين في فترّة التبويض |
| İki kısımda da erkek olan sağdaki ve kılıç gibi olan ikincil olansa dişinin Yumurtlama organı. | TED | في كلتا اللوحتين، يظهر الذكر على اليمين والزائدة على شكل سيف هي عضو وضع البيض في الأنثى. |
| - Yumurtlama dönemi ne zamanmış? | Open Subtitles | -اذاً متى موعدها لأنتاج البويضه |
| Şükürler olsun ki annemin Yumurtlama döngüsünün son gecesi bu. | Open Subtitles | الليلة الأخيرة لفترة التبييض بالنسبة لأمي، شكراً لله |
| Ama bak 23 dereceye ayarlı optimum Yumurtlama sıcaklığı. | Open Subtitles | ولكن أنظري لقد وضع على درجة 72 درجة التناسل الأمثل |
| Vitamin D eksikliğin var ve bir de Yumurtlama dönemindesin. | Open Subtitles | لديكِ نقص "فيتامين دي". و أنتِ الآن في مرحلة التبويض. |
| Birkaç gün sonra bu devasa Yumurtlama sona erer ve ringalar arkalarında bütün kayalara ve kıyıdaki bitki örtüsüne sıvanmış olan döllenmiş yumurtaları bırakarak yeniden derin sulara dönerler. | Open Subtitles | عملية التبويض الهائلة هذه سوف تنتهي بعد عدة أيام و تعود بعدها أسماك الرنجة إلى داخل المحيطات تاركين خلفهم بيوضاً مخصبة ملتصقة |
| Bunu erteleyebilirim. Yumurtlama bekletilmemeli. | Open Subtitles | هذا يمكن تأجيله لا يمكن التبويض |
| Yumurtlama periyodum yeni başladı. | Open Subtitles | بدأتُ التبويض للتـو. |
| Yumurtlama dönemimi her zaman bilirim. | Open Subtitles | أعرف دائما وقت التبويض |
| Yumurtlama çubuklarına işemişim! | Open Subtitles | أنا تبول على العصي التبويض! |
| Bana Yumurtlama testi almışsın! | Open Subtitles | ؟ قمت بشراء اختبارات التبويض! |
| İçgüdüsel olarak nehir yukarı, Yumurtlama sahalarına doğru yöneliyorlar. | Open Subtitles | إنهم منساقون ليصلو أعلى هذه الأنهار لأماكن وضع البيض |
| Bazı yıllar koşullar o kadar kötüleşir ki somonların çoğu Yumurtlama sahalarına varmadan önce ölür. | Open Subtitles | في بعض السنوات، قد تسوء هذه الظروف للغاية بحيث يموت أغلب السلمون قبل أن يصلو حتى لأراضي وضع البيض |
| Neden Yumurtlama zahmetine girdiğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ماذا يضايقك في التبييض |
| Yumurtlama mevsimi tam bir bolluk zamanıdır. | Open Subtitles | موسم التناسل هو وقت وفرة |
| Ama bunu nerede yaparlarsa yapsınlar, büyük Yumurtlama sürüleri üremek için toplandıklarında deniz kuşlarının ihtiyacı olan yiyecek yoğunluğunu sağlarlar. | Open Subtitles | ولكن ، أينما كانوا يقومون بذلك، فإن القطعان المُفرخة الضخمة.. تعتبر الغذاء المركزي الذي تحتاجه طيور البحر.. عندما يجتمعوا للتكاثر. |
| Bir daha Yumurtlama dürtüleri onları zorlayana kadar gün ışığına geri dönmeyecekler. | Open Subtitles | ولن تعود إلى حيث ضوء الشمس حتى تدفعها غريزة التكاثر ثانية لتأتي. |
| Psikologlarca yapılan en yaygın tanımı Yumurtlama ve adet dönemleri arasındaki olumsuz davranışsal, bilişsel ve fiziksel semptomlardır. | TED | وكما تُعرّف غالباً من قبل علماء النفس، على أنها تتضمن أعراضاً سلوكية وإدراكية وجسدية سلبية منذ فترة الإباضة حتى الحيض. |
| Şeytanın Yumurtlama evinin yanına taşındığımız için üzgünüz. | Open Subtitles | أسفين لأننا إنتقلنا بجانب مكان تكاثر الشيطان |