| Yurtiçi Güvenlik Bakanlığı'nı ara ve geçici sığınak talep et. | Open Subtitles | ستتصل بقسم الأمن القومي وتطلب اللجوء المؤقت. |
| Yurtiçi Güvenlik tehditlerinde hemen gelmezler. | Open Subtitles | ،في حالات تهديدات الأمن القومي .لا يحصلون على محامين مباشرة |
| Yurtiçi Güvenlik, zengin ve güçlüleri zahmete sokmaktan nefret eder. | Open Subtitles | الأمن القومي مستعد لإزعاج الأغنياء والأقوياء. |
| Yurtiçi Güvenlik araştırmaları, onlar evleriyle ilgileniyorlar mı? | Open Subtitles | قسم تحقيقات الأمن الوطني للجمارك؟ أيمكنه تولي أمر المخابئ؟ |
| Evet, Pascal'ın görüştüğü Yurtiçi Güvenlik ajanı... bir kadındı. | Open Subtitles | نعم ، عميل الأمن الوطني الذي كان يعمل معه (باسكال) كان إمرأة |
| Yurtiçi Güvenlik ve CIA'in onlara katılmasını istiyorum. | Open Subtitles | وأرغب أن تنضم إليهم وكالة الأمن القومي والإستخبارات |
| Yurtiçi Güvenlik Komitesi'nde onunla birlikte oturmustuk bu konudaki düsüncelerini az çok biliyorum. | Open Subtitles | اجتمعنا مع لجنة الأمن القومي مع بعض لذا أنا أعلم إلى حدّ كبير وجهة نظرها بشأن الموضوع |
| Yurtiçi Güvenlik. | Open Subtitles | وزارة الأمن القومي |
| Yurtiçi Güvenlik'e bilgi verildi. Güzel kıyafet, Jerry. | Open Subtitles | تم إعلام الأمن القومي. لباس جيّد ، (جيري). |
| Yurtiçi Güvenlik Ajanı rolüne girmesi o cihazı Pascal'a vermek ve Pascal'ı çatıya çıkartmak için olabilir. | Open Subtitles | الآن ، ربما أنها تظاهرت كعميلة فى الأمن الوطني كي تضع جهاز التصنت هذا على (باسكال) وتجعل (باسكال) يصعد إلى السطح |
| Başkan Yardımcısı Fitch, Yurtiçi Güvenlik. | Open Subtitles | (دوبتي فيتش)، الأمن الوطني |