Yussef Khalid Konsolosluğ'a girmiş. | Open Subtitles | حسنا، أنت على حق عن كل شيء. حصل يوسف خالد في القنصلية. |
Evet ama, Emma Wilson ve Yussef Khalid'in bağlantısı olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | أجل، لكن أتضح أن (إيما ويلسون) و (يوسف خالد) كانا على صلة |
Yussef Khalid'i kovaladığımız sırada onu görmüştüm ve onu takip ettim. | Open Subtitles | لقد رأيتها ذلك اليوم عندما كُنا نطاردُ (يوسف خالد) ولحقتُ بها |
Bu sabah iki çocuk ormanda Yussef Khalid'in cesedini bulmuş. | Open Subtitles | صبيان عثرا على جثة (يوسف خالد) في الغابة صباح اليوم |
Sana tıpkı Yussef Khalid gibi kendini öldürdüğünü söyleyecekler ve dava kapanacak. | Open Subtitles | سوف يخبرونكَ أنهُ قتل نفسهُ مثل (يوسف خالد)، و سيتم أغلاق القضية |
- Sayın Büyükelçi Yussef Khalid binaya giriş yapmamış. | Open Subtitles | - السفير سيدتي؟ يوسف خالد لم دخول هذا المبنى. |
O gece Yussef Khalid'in nereye gittiğini bulursun. | Open Subtitles | سوف تجد أين ذهب يوسف خالد تلك الليلة. |
Yussef Khalid, Filistin asıllı Amerikalı Chicago'daki bir antikacıyı öldürdüğü iddiasının akabinde Birleşik Devletler'den kaçmıştı. | Open Subtitles | (يوسف خالد) الامريكي من أصول فلسطينية الذي هرب من الولايات المتحدة بعد جريمةِ قتل مزعومة لتاجر تحف في (شيكاغو)، |
Yussef Khalid'in iadesi konusunda INP ile irtibat halindeyiz. | Open Subtitles | ألى قائمة الهراء الذي يجب أن أناقشة نحنُ نتحدث مع معارفنا في الشرطة الاسرائيلية بسأن تسليم (يوسف خالد) |
İsrailliler Yussef Khalid'in naklini onayladı. | Open Subtitles | لقد وافق الإسرائيليون على ترحيل (يوسف خالد) |
Yussef Khalid'i teslim etme konusunda INP ile irtibat halindeyiz. | Open Subtitles | نحنُ نتحدث مع معارفنا في الشرطة الاسرائيلية بشأن تسليم (يوسف خالد) |
Yussef Khalid ile bir bağlantısı olduğunu düşündüm, ve haklı da çıktım. | Open Subtitles | ظننتُ أن هُناك صلة بينها و (يوسف خالد) وكُنتُ محقاً |
- Yussef Khalid'i Mobese'de bulmuşlar. | Open Subtitles | يتعقبون (يوسف خالد) على كاميرات المراقبة |
Bir düşün. Bu adamın Yussef Khalid ile ne gibi bir bağlantısı olabilir? | Open Subtitles | فكر بالامر، ما صلة هذا الرجل بـ(يوسف خالد)؟ |
O gece Yussef Khalid'in nereye gittiğini bulursun. | Open Subtitles | (رجل) ستجد حيث ذهب يوسف خالد تلك الليلة. |
Yussef Khalid'in Vicki'nin öldürülmesiyle ile ilgili bir bağlantısı olduğuna eminim. | Open Subtitles | (أنا متأكد من أنهم مرتبطين بـ(يوسف خالد (و أي شيء كان قد تسبب بمقتل (فيكي |
Yussef Khalid'in şu anda konsoloslukta olduğuna dair sebeplerim var. | Open Subtitles | لكن لدي سببٌ للأعتقاد بأن (يوسف خالد) موجودٌ في القنصلية الأن |
Baktık, Yussef Khalid binaya giriş yapmamış. | Open Subtitles | فعلنا ذلك (يوسف خالد) لم يدخل هذا المبنى |
Yussef Khalid binada. | Open Subtitles | يوسف خالد في المبنى. |
Yussef Khalid bir çeşit taş almış, sanırım? | Open Subtitles | (يوسف خالد) هذا أخذَ حجراً من نوعٍ ما؟ |